Erdoğan üniversite öğrencilerine seslendi: Her üniversite okuyan iş bulacak diye bir şey yok!
Erdoğan Beştepe’de yapılan akademik yıl açılış töreninde konuştu. Ancak konuşmanın ne ülke ne de üniversitelerin gerçekleri ile ilgisi yoktu. Erdoğan’ın akademik yıl açılış konuşması, tam da törenin yapıldığı Saray’a layık olarak sermayenin ve istibdadın yalanları üzerine inşa edildi. Erdoğan önce KHK’lar ile 2 senede 6 binden fazla akademisyenin ihraç edildiği, üniversite rektörlerinin cumhurbaşkanının kararıyla belirlendiği ülkede üniversitelerin hiç olmadığı kadar demokratik olduğunu iddia etti. Rakibinin iki katı oy alıp cumhurbaşkanlığı tarafından atanmayan İstanbul Üniversitesi rektör Raşit Tükel’i, Boğaziçi Üniversitesine OHAL döneminde atanan kayyum rektörü unuttu, bundan sonra rektör adaylarının çok sıkı bir incelemeden geçeceğinden dem vurdu.
Bir yandan genç işsizlik 4 milyona varmışken, her dört gençten biri işsizken ve işsizlik bunalımı sebebiyle gençler intihar ediyorken Erdoğan bütün bu gerçekleri yok saydı. İşsizliği bir sorun olarak değil, her ülkede olan normal bir durum olarak anlattı. Bununla da kalmadı, işsiz kalan üniversite mezunlarının iş kurabileceklerini ve böylece yatırım-istihdam dengesinin oluşacağını söyleyerek adeta 4 milyon işsiz gençle dalga geçti!
Patronların kârları işsizlikle büyüyor, Erdoğan öğrencilere patronların sözcülüğünü yapıyor!
İşsizlik her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de patronlara yarıyor. Yüksek işsizlik oranları patronların ücretleri düşük tutmalarını kolaylaştırıyor. Erdoğan da KYK kredi borçları ile hayata başlayan öğrencilere patronların işsizler ordusunu işaret ediyor. Çünkü o da örnek gösterdiği bütün kapitalist ülkeler gibi patronların ülkesini yönetiyor!
Parasız eğitim, borçsuz yaşam, tam istihdam!
Üniversite hayatı emekçi halkın cebini yakıyor. Beslenmeden barınmaya, ulaşımdan ders araç gereçlerine kadar temel ihtiyaçların tamamı öğrencilere para ile satılıyor. Bu maliyeti biraz hafifletebilmek için öğrenciler üniversite hayatları boyunca KYK kredileri alıyorlar. Bu krediler üniversitelerinden mezun olan gençlerin boynuna zincir vuruyor. İşsizlik o zincirlerin sıkılması, gençlerin boğulması anlamına geliyor. Erdoğan’ın iddia ettiğinin aksine işsizlik asla normal değildir. Kapitalist ülkelerde işsizlik her zaman olmuştur ancak patronların değil işçilerin ülkelerinde durum farklıdır. SSCB 1930’lu yıllarda işsizliği sıfıra indirmiştir. 89 yıl önce SSCB’nin yaptığı bu atılım bugün gayet tabi yapılabilir. İş ki işsizlikten beslenen patronları ve onların partilerini devirelim. İş ki patronların değil emekçilerin ülkesini birlikte kuralım!