Polonez direnişinden Barış Çınar: Hakkımız olanı alana kadar mücadelemiz sürecek!
Polonez'in direnişçi işçilerinden Barış Çınar'ın direnişin zaferle sonuçlanmasından hemen önce gazetemiz Gerçek'in Ocak 2025 sayısında yayınlanması için gönderdiği mektubunu okurlarımızla paylaşıyoruz.
Merhaba dostlar, ben Polonez fabrikasında 6 aylık bir çalışanken kod 46 ile işten atıldım. Kod 46 ile suçlanıp işten atılmamın tek nedeni daha iyi koşullarda ve sendikalı olarak çalışmak için sendikaya üye olmam.
Bizler düşük ücretlere, düzensiz çalışma saatlerine ve içerideki adaletsizliklere karşı Tekgıda-İş sendikasına üye olduk ve örgütlendik, birliğimizi bozmak isteyen, anayasal hakkımız olan sendikayı kabul etmeyen, yasa tanımayan Polonez patronu benimle birlikte toplamda 146 işçi arkadaşımı hırsızlıkla suçlayarak, küçülmeye gidiyoruz diyerek işten çıkardı. Ben her dediğimi yaparım, işten atarım yasa tanımam diyenlere karşı 146 arkadaş sendikamız Tekgıda-İş öncülüğünde fabrika önünde haklarımız için direnişe başladık.
Direnişimizin başından beri karşımıza birçok kişi çıktı dost kim, düşman kim daha iyi gördük. Birçok kere polisin gazlı müdahalesine maruz kaldık, yaralanan arkadaşlarımız oldu. Direniş alanımızı açık cezaevine çevirip polis bariyerleri ile kapattılar, ters kelepçe ile gözaltına alındık ama direnmekten vazgeçmedik.
Mücadele vererek, Polonez fabrikasına Çalışma Bakanlığından müfettişleri getirttik, raporlarda bizi haklı buldular ve fabrikaya ceza kestiler. Basın açıklaması yayınlamak zorunda kaldılar. Mücadele ederek, işten çıkış kodumuz olan kod 46’yı değiştirdik. Bunları bizler kavga vererek kazandık.
Bakanlık ile görüştük, Valilik ile görüştük bizlere birçok yerden söz verildi fakat kimse sorunumuzu çözmek için elini taşın altına sokmadı. Bizler de sendikamız Tekgıda- İş öncülüğünde yasa tanımayan, masaya oturmayan, ben dediğimi yaparım diyen patronlara karşı anayasal hakkımız olan sendika hakkımız ve işe geri dönmek için direniş alanımızdan Ankara’ya Anayasal Hak Yürüyüşü başlattık.
Yürüyüşümüze daha fabrikamızın önündeyken müdahale edildi. Çatalca Adliyesine kadar yürüdük ve orada yine yürüyüşümüze izin verilmedi. Çatalca Adliyesi önünde ablukaya alındık ve bizlerde kefenlerimizi giyip açlık grevine başladık. Sendika hakkımız, yürüyüş hakkımız ve seyahat hakkımız engellendi.
Bizler sadece Polonez işçileri olarak değil, tüm işçilerin anayasal hakkı olan sendika örgütlenme hakkı için yürümeye kararlıydık ve vazgeçmeden sonraki durağımız olan Kartal Adliyesi önüne yürüdük, yine önümüze barikatlar çekildi, yine polis ablukaya aldı ama direne direne Kartal Adliyesinden yürüyüşümüzü sürdürüp, Gebze Adliyesi önüne vardık, bizleri orada birçok sendika ve sınıf dostumuz karşıladı.
Polis müdahalesi, gazlı saldırılar bizleri yıldırmadı ve geceyi Gebze Meydan’da dostlarımızla birlikte geçirdik. “Hak verilmez, alınır. Zafer sokakta kazanılır!” diyerek direne direne, polis ablukalarına karşı Gebze’ye kadar sürdürdüğümüz yürüyüşümüzü, patronlar ile görüşmelerin başlaması sonrası durdurduk.
Bizler şimdi görüşmelerden çıkacak sonucu bekliyoruz. Bakanlığın basın açıklaması yayınlaması da yollara kurulan barikatların açılması da çıkış kodumuzun değişmesi de ben masaya oturmam görüşmem diyen patronların müzakere masasına oturması da bizlerin verdiği mücadele sonucu olmuştur. Taşların üstünde yata yata, yollarda yürüye yürüye, gaz yiye yiye kazandık bunları biz. Hakkımız olanı almadığımız sürece 2025 yılında mücadeleyi yeniden yükseltmeye hazırız. 2025 yılının hem bizim hem de diğer işçi arkadaşlarımızın mücadelelerinin kazandığı yıl olmasını dilerim.
04.01.2025
Polonez direnişinden Barış Çınar
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2025 tarihli 184. sayısında yayınlanmıştır.