İzmir'de işçilerin mücadelesi “billur”laşıyor!

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Billur Tuz fabrikası işçileri, yeni yılı işsiz kalarak karşıladı. Bin yılların geleneği olan yeni yılın umutlarla karşılanması şansından mahrum olan işçiler, 1 Aralık 2011 günü işten atılacaklarını yazılı bir açıklamayla öğrendiler. İşveren ihbar tazminatını hesaba katarak bir ay öncesinden işten atılacaklarını bildirmişti işçilere. İlk bakışta yasal olarak sorunsuz gibi gözüken işten atma olayının ayrıntılarını, direnişçi işçileri ziyaretimizde öğrendik. Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkan Danışmanı olan Gürsel Köse ile yaptığımız görüşme sonunda, sendikanın bir yıldan beri yetki hakkı için bir çalışması olduğunu, fabrikada yeterli sayıda işçiyi sendikalarına kazandıklarını, bunu durdurmak isteyen işverenin Esprit, Erka ve Dinç ismiyle üç ayrı taşeron şirket kurduğunu, kurulan bu şirketlerin paravan olduğunu, fabrika genel müdürü başta olmak üzere yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda Dinç isimli şirketinde yöneticileri olduğunu belgelediklerini öğrendik. Ayrıca, sendikanın yetki almasını engellemek için "beyaz yakalı işçi" sayısı da bilinçli olarak çoğaltılmış. Bu işçilerin, yönetim mekanizmalarında çalışan işçiler olduğundan dolayı örgütlemenin imkansız olduğu sendika temsilcisi tarafından beyan edildi.

Bu durum, fabrika yönetiminin ilk haksız uygulaması değil elbette. İşveren geçtiğimiz Ekim ayında işçilerin 15 günlük ücretsiz izne çıkarıldığını bildirmişti. Bu duruma itiraz eden sendika ve işçiler, Çiğli postanesinden fabrikaya ve çalışma müdürlüğüne şikayet dilekçeleri postalamışlar, bunun üzerine gasp edilmeye çalışılan haklarını almışlardı.

Aralık ayında işten atılacak işçi sayısı 54 iken zaman içinde 7 işçinin çalışmaya devam etmesi yönünde bir kararı olmuş fabrikanın. Sendika temsilcisinin bildirdiğine göre işsiz kalan işçi sayısı 47. İşten atılan işçi arkadaşlarımızın tamamı Esprit, Erka ve Dinç isimli paravan şirketlerin işçileri. İşten çıkarılma gerekçesi ise, bu üç şirketin Billur Tuz fabrikasıyla olan iş akitlerinin sona ermiş olması. Bir fabrika kendi işçisini kurduğu paravan şirketin işçisi haline getirmiş. Paravan şirketle iş aktini feshetmiş. Olan 22 yıldır çalışan işçinin emeğine ve birikmiş hakkına oluyor. Üstelik tek bir yıl dahi ikramiye alamayan işçiye oluyor. İşveren kurmuş bir düzen; al gülüm ver gülüm…

Billur Tuz fabrikası işçilerinin direnişinin başka bir anlamı da, bu direnişin 30 bin işçinin çalıştığı, sadece 3 bin işçinin örgütlü olduğu devasa bir işçi havzasında sürüyor olması. Aynı sınıf kardeşleri olan Hugo Boss ve Savranoğlu işçilerinin verdiği mücadelede olduğu gibi yaktıkları ateş, tüm havzada büyük bir yangına, sınıf mücadelesine dönüşebilir. Tüm havzanın patronlarını en çok korkutan da bu.

Billur Tuz’da direnişin patlak vermesiyle Devrimci İşçi Partisi militanları olarak hemen kolları sıvadık. Artık, şehrin sokaklarında yeni bir pullama daha boy gösteriyor. "Sendika Hakkı Engellenemez. Organize Sanayi Billur Tuz İşçileri Direniyor! Kazanacak!"