İstanbul Üniversitesi asistanları atılan arkadaşları için eylem yaptı
Üniversite asistanlarının aylarca mücadele ederek gündemden düşürmeyi başardıkları 50/D saldırısı yine hortladı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde çalışan iki asistanın işine son verilmesi üniversite önünde yapılan bir eylemle protesto edildi.
Fen Fakültesi'nden Mehmet Bona ve Sırrı Yüzbaşıoğlu isimli asistanların, doktoralarını tamamlamalarının ardından işlerine son verilmesi, İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlileri Temsilciler Kurulu'nun çağrısıyla protesto edildi. 12.00'da rektörlük binası önünde toplanan asistanlar, burada sloganlar eşliğinde bir süre bekledi, ardından "Besleme Değil Asistanız", "Bu Üniversitede İş Güvencesi Yoktur", "İş Güvencesi Olmadan Akademik Özgürlük Olmaz" yazılı pankartlarla ana kapıya doğru yürüyüşe geçti.
Ana kapı önüne gelindiğinde sloganlar eşliğinde direniş çadırı kuruldu. İşten atılan asistanlardan Mehmet Bona burada yaptığı açıklamada, yönetimin başından beri kendilerini saf dışı bırakmak için türlü yöntem denediğini, bu yöntemlerin çoğunda başarılı olamadığını söyledi. Ancak doktora bitiminde doçentlere dahi uygulanmayan kural ve kriterlerin kendilerine dayatıldığını aktaran Bona, işten atılmalarının somut sebebini bilmediklerini belirtti. Bona sözlerini "Gerçekte neden atıldığımızı yüzümüze söyleyebilecek iki şerefli ve yürekli idareci arıyoruz" şeklinde bitirdi.
Bona'nın ardından söz alan diğer asistan Sırrı Yüzbaşıoğlu şunları söyledi: "Uzun mücadelelerle geldiği yere geri gönderdiğimiz, asistanların iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedef alan '50/d canavarı', bugün yeniden hortlamış ve başka bir çehreyle asistanlara saldırmaya başlamıştır. Dün bizlere hak verdiklerini söyleyen üniversite idarecileri, bugün tam aksi istikamete '50/d canavarının' taleplerine yüzlerini dönerek araştırma görevlilerine kapıyı gösterir olmuşlardır. Öyle ki asistan atamalarına ilişkin hiçbir objektif kıstas belirlemeyen İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, tarihinin en keyfi uygulamalarını sergilemeye başlamıştır." Yüzbaşıoğlu sözlerini "İstibdat rejimleri altında bulunan bir üniversiteyi andıran bu uygulamaların ilk hedefi araştırma görevlilerinin yarattığı örgütlü dayanışma ruhunu yok etmektir.'' diyerek noktaladı.
Asistanların ardından Eğitim-Sen 6 No'lu Üniversiteler Şubesi adına da bir konuşma yapıldı. Eylemin sonunda Araştırma Görevlileri Temsilciler Kurulu adına açıklama yapan Levent Dölek çadırın bundan sonra ana kapı önünde duracağını söyledi. İstanbul Üniversitesi'nde uygulamaya koyulan nokta otomasyonu not sisteminden kaynaklı yaşanan sıkıntılar nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde olmayan "bütünlemenin bütünlemesi" sınavının yapılacağını da söyleyen Dölek, bu sistemin ihalesinin kime, kaç paraya verildiğini sordu. Dölek yönetimin piyasacı yönelişinden muzdarip olan bütün üniversite bileşenlerini ortak mücadeleye çağırdı.