Darphane grevi 17 günü geride bıraktı!
Salı gecesi Abbasağa forumundan sonra yoldaşlarımızla Beşiktaş'taki Darphane binasına gidiyoruz. Grevdeki işçiler bizi çok güzel karşılıyor. Belki biraz yorgun görünüyorlar ama haklarını almadan grev alanını bırakmaya da hiç niyetleri yok. Sıkıntılarını ve neden greve gittiklerini sorduğumuzda çok uzun bir konuşma başlıyor. Yılbaşında yapılan hesapların yılsonuna uymamasından yakındıkları sözleşmede bu kez baştan anlaşamamışlar. 40 maddelik sözleşmeden sadece 7 madde geçirebilmiş ve greve gitmişler. Çalışan 257 kişiden 231’i 17 gündür grevde ve maalesef 26 kişi bu hak arama mücadelesinde arkadaşlarına omuz vermiyor.
İlk önce ücret konusundaki sıkıntılarını paylaşıyorlar. Saat ücretlerinin normal bir iş yerinden %20-30 düşük olduğunu söylüyorlar. Durum o kadar kötü ki son iki senede işe girenlerin yarısı işi bırakmış. Bir diğer sıkıntı çektikleri konu ise sosyal haklarına yapılan saldırılarla ilgili: şirket yönetimi, eskiden iş çıkışında ve molalarda futbol oynadıkları sahayı ambar yapmış. Sonra voleybol sahasını otopark yapıp basketbol potasını da sökmüş. Hızını alamayan yönetim, pinpon masalarını kaldırıp tavla ve domino oynamalarını da yasaklayarak evlatlarına çalışmaları için en iyi ortamı sunmuş. Bunun dışında mesaide yemek ve servis olmamasından dolayı kazandıkları üç kuruş paranın da yemeğe ve yol parasına gittiğini belirtiyorlar.
Yoğun fazla mesai yapılıyor, ama bunun karşılığında hiç bir ödeme alamadıklarından bahsediyorlar. Bir işçi “okumamızı, düşünmemizi istemiyorlar” diyor. Nâzım’ın dediği gibi, ruhların dökümünün madenin dökümünden bin kere daha zor olduğunun onlar da farkında. Daha sonra zorlu çalışma koşullarından bahsediyorlar. Koruma amaçlı kıyafetlerinin çalışmaya engel olduğunu, bu nedenle kullanamadıklarını söylüyorlar. Mesela kulaklık takmaları söyleniyor fakat kullandıkları makinenin sesini duymaları gerekiyor veya kask takıyorlar ama kask görmelerine engel oluyor. Bu da mesleki hastalıklara neden oluyor. Bu arada üretim sırasında siyanür dâhil en ağır kimyasalların bulunduğu ve bunların verdiği zarardan bahsediyorlar. Makinelerinin sıcaklığından çok bunaldıklarını ve bu konuda bir şey yapılmadığını anlatıyorlar. Bir işçi makinenin sıcaklarından dolayı 1 ayda 7 kilo verdiğini söylüyor. Son olarak, kendilerini en çok rahatsız eden nokta, Darphane’nin halkın gözündeki imajı. Darphane’de çalıştığını söyleyince insanların devlete sırtını yaslamış diye düşünmesi. Biz de sıkıntı çektikleri birçok şeyi yazamadığımız halde, yukarıda “devlet baba”nın evlatlarına nasıl davrandığını anlatmaya çalıştık.