THY Teknik’te Birleşik Metal örgütleniyor

Yıllardır süren dava bitti. THY Teknik ve Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi’nin (HABOM) hangi işkoluna bağlı oldu belli oldu. Yargıtay kararına göre THY Teknik metal işkolunda sayıldı. Ancak hem THY Teknik’in hem de HABOM’un metal işkolu sayılması, önceden hazırlanan bir dizi planın sonucu.

Birincisi, HABOM, işçilerin maaşlarını düşürmek, sendikal ve sosyal haklarını zayıflatmak için 2011 yılında THY Teknik’ten koparılıp kurulan bir şirket. Görevini yerine getirdikten sonra bu sene, THY Teknik ile yeniden birleştirildi. İkincisi, HABOM’un kuruluşu da THY Teknik’in havacılık işkolunda değil de metal işkolunda olduğu ile ilgili tartışmalar da aslında, havacılık işkolunda örgütlü olan Hava-İş’i kırmaya yönelik bir operasyonun parçaları. Çünkü bir dizi baskı sonucu ve bazı sosyalistlerin de desteğiyle Hava-İş sendikası yönetimi AKP’lilere teslim edilmeden önce THY’de grev yaşanmıştı. Bu grevden önce “havacılık işkolunda grev yasağı”nın getirilmesine karşı yapılan iş bırakmanın ardından 305 işçi işten atılmış ve direniş başlatmıştı. Hava-İş’in bu eylemlerini, hükümet ve onun sendikası Çelik-İş kırmak istedi. Bunun için Çelik-İş, THY Teknik’in havacılık işkolunda değil metal işkolunda olduğunu iddia etmiş ve yargıya gitmişti.

Çelik-İş'in hesabı tutmadı

14 Haziran’da yargı kararının kesinleşip, THY Teknik’in metal işkolunda sayılmasından sonra, işler Çelik-İş’in umduğu gibi gitmedi. Mücadeleci bir sendikal anlayıştan gelen THY Teknik işçileri başka arayışlara girdi. HABOM örneği bir ders oldu. Gözlerinin önünde ucuz işgücü ve kazanılmış sendikal hakların gaspı için kurulan HABOM’da, Çelik-İş sendikası çok kötü bir toplu sözleşmeye imza atmıştı. Toplu sözleşme görüşmelerinde, THY patronunun tüm isteklerine ve dayatmalarına ses çıkarmayan Çelik-İş sendikası, bu operasyondaki görevini ve patronla arasındaki yakınlığı ispatlamış oldu. 

Tam bu noktada, hem hükümetin hem de onun sendikası Çelik-İş’in operasyonunu kırmak için ortaya çıkan Birleşik Metal örgütlenmesi, son derece anlamlıdır. Çelik-İş ve Birleşik Metal’in mücadelesi sendikal rekabet olarak ifade edilemez. Çünkü Çelik-İş hükümet operasyonunun bir parçasıdır. Çelik-İş arkasına THY yönetimi ve AKP’yi alarak örgütlenme çalışması yapmaktadır ve THY Teknik işçilerinin sendikal haklarını genişletmeye dayanan bir programı yoktur. Birleşik Metal ise, THY Teknik işçilerine daha iyi bir program sunmaktadır. THY Teknik işçilerinin kendi şube ve inisiyatifleriyle Birleşik Metal’e geçmeleri, THY Teknik işçilerinin çıkarınadır. Çelik-İş’in 3 Temmuz’da yetki için bakanlığa başvurması, işi oldu bittiye getirme çabasından başka bir şey değildir. 

Referandum sandığı kurulsun

Türkiye’de sendikal mücadele tarihinde onlarca kez denenmiş bir yol, referandum öne sürülmelidir. THY Teknik’te sandıklar kurulmalı, THY Teknik işçisi demokratik bir biçimde sendikasını seçmelidir. Çelik-İş’in, yönetim eliyle işçilere dayatılmasına son verilmelidir! Sendika seçme ve değiştirme hakkı dahil tüm sendikal özgürlükler tanınmalı, THY Teknik yönetimi baskılara son vermelidir.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Temmuz 2015 tarihli 69. sayısında yayınlanmıştır.