Nestle mücadelesinden/grevinden tüm işçilere dersler

Nestle işçileri başka yerden gelmedi, hepsi bu ülkenin insanları, onlar da olaylara diğer işçilerle benzer tepkiler veriyorlar, korkuları, endişeleri başka işçilerden farklı değil, cesaretleri de insanüstü özelliklerinden değil mücadele içinde elde ettikleri bilinçten kaynaklanıyor. Onlar, işçi sınıfı mücadelesinin doğrularını yaparak bugüne geldiler.

Sabır

Nestle fabrikasındaki süreci bilenler başarının 11 günde gelmediğini, 2 yıllık zorlu bir mücadelenin sonucu olduğunu bilirler. Yani ilk ders sabır! Sermayenin sömürü düzeninde gedikler açmak; para ve devlet gücünü elinde bulunduran, yanına sarı sendikaları da alan sermayeye diz çöktürmek hemen olacak iş değil!

Sebat

Birçok fabrikada mücadeleye atılan öncü işçiler, ilk etapta çoğunluktan destek bulamayınca, korkularına ve endişelerine teslim olup, mücadeleye köstek olan işçileri görünce yılgınlığa ve umutsuzluğa kapılabiliyorlar. Zannediyor musunuz ki Nestle'de ilk günden itibaren tam bir birlik vardı. Sarı sendika Öz Gıda-İş'ten kurtulmak büyük çoğunluğun arzusuydu ama bunun için harekete geçen, elini taşın altına koyanların sayısı sınırlıydı. Nitekim bu işçilerden 28'i sarı sendika-patron işbirliği ile işten atıldı. Kalanların gözünü korkutmak için yapıldı bu. Gözü korkanlar olmadı mı? Tabii ki oldu. 28 işçiye sahip çıkmak kolay değildi. Fabrikanın önünde çadır kuran, hakkını arayan işçiler zaman zaman yalnız bırakıldıklarını hissettiler, ama sebat ettiler ve kararlılıklarını yitirmediler. Yani ikinci ders sebat!

Örgütlülük ve sınıf dayanışması

Dışarıda direnişe geçen işçilerin mücadelesi hiç de kolay geçmedi. Yeri geldi fabrika servislerinin önüne yattılar, yeri geldi gözaltına alındılar. Çıktılar direnişe devam ettiler, yine gözaltına alındılar. Mevsimine göre sıcakla ya da soğukla boğuştular. Haklı davalarını sağır kulaklara duyurmak, kör gözlere göstermek için açlık grevine gittiler. Zorluklar bunlarla da sınırlı değildi. Pek çoğu maddi sıkıntılarla, direnişin zorlukları içinde alevlenen ailevi sorunlarla baş etmek zorunda kaldı. Gerçek şu ki sınıf dayanışması ve örgütlülük olmasaydı, bireysel olarak bu zorlukların üstesinden gelmek mümkün olmazdı. Demek ki üçüncü ders örgütlülük ve dayanışma!

İşçi denetimi

Direniş ve grev boyunca Nestle'yi ziyaret edenler kimin sendika uzmanı ya da yöneticisi, kimin direnişçi işçi olduğunu ilk fırsatta anlayamazdı. Sendikacıları işçi gibi direnirken, en önde servisin önüne yatarken görebilirdiniz. Ayrıca her bir işçi de en az sendikacılar kadar sürece hâkimdi, size mücadelenin geçtiği aşamaları, sorunları, çözüm yöntemlerini aktarabilecek durumdaydı. Birçoğu direniş sürecinden birer öncü işçi ve sınıf mücadeleci sendikacı olarak çıktı. Sendikanın hataları olmamış mıdır? Elbette ki olmuştur. Sıkıntılar, tartışmalar çıkmamış mıdır? Elbette ki çıkmıştır. Ama kararların uygulayıcısı olmaktan ziyade kararların alınmasında inisiyatif gösteren işçiler, etkin bir işçi denetimi deneyimi de ortaya koymuştur. Dördüncü ders işçi denetimidir!

Sınıf bilinci

Mücadelenin başından sonuna ulusal ve uluslararası arenada hukuki, ekonomik vb. pek çok yönden Nestle şirketini zora sokan bir süreç yaşandı. Bu mücadelenin bir dizi aşamasında şirket farklı önerilerle çıkıp geldi. Bu önerilerin pek çoğu maddi zorluklarla boğuşan insanların pek de hayır diyemeyeceği cinstendi. Bir dizi dönüm noktasında, işçilerin parasal mağduriyetlerinin karşılanacağı ama Tekgıda-İş'in örgütlenmesinin de sönümlenmesiyle sonuçlanacak tekliflerle geldiler. Nestle yönetimi öncü işçileri işe almamakta sonuna kadar direndi. Ama mücadelesini bireysel bir mağduriyet olarak değil de bir sınıfın mücadelesi olarak gören birçok Nestle direnişçisi bu teklifleri ellerinin tersiyle itti. “Nestle'ye istediğimiz sendika girecek başka yolu yok” dedi. Daha sonra direnişçi işçilerin bu tutumu tüm işçilerin davranışına ve sendikanın toplu sözleşme sürecindeki tutumuna yansıdı. Kadrolu işçiler gibi sözleşmeli işçilerin talepleri de masaya kondu ve kararlılıkla arkasında duruldu. Nestle işçisi ya hep beraber ya hiçbirimiz dedi. Yoksa 900 işçinin tam katılımla greve çıkması nasıl mümkün olurdu? İşte, şahsi çıkarını değil sınıfın çıkarını öne koyan bu tavrın adı sınıf bilincidir. Beşinci ders sınıf bilincidir!

Nestle işçisinin zaferini 2017'ye taşıyalım

Bunlar sınıf mücadelesinin doğruları ve gerekleridir. Bunları bir araya getirdiğinizde, en ufak zorlukta kitlenin geri unsurlarına bakıp mücadeleden vazgeçmediğinizde, sendikanıza sahip çıkıp denetlediğinizde ve birey olarak değil de örgütlü ve sınıf bilinciyle hareket ettiğinizde kazanmak mümkün. Elbette ki tüm bu doğruları ileriye taşımak da en az bu doğruları yapmak kadar önemli. Nestle işçileri de bunun bilincinde ve geçmişte bağıtlanan çok iyi sözleşmelerin ve kazanımların nasıl rehavet yüzünden zaman içinde yok olabildiğini kendileri anlatıyorlar. Nestle işçisi sadece iyi bir sözleşme imzaladı ve sömürünün daha az olduğu koşullarda çalışma olanağına kavuştu. Ama sömürü düzeni devam ediyor. Bu nedenle mücadelenin tüm sınıfa yayılması ve nihayetinde mutlaka siyasallaşması gerekiyor. 2017 yılı yaklaşıyor ve başta metal grup sözleşmeleri olmak üzere çetin mücadeleler bizi bekliyor. Nestle işçisi yaptıysa dev otomotiv ve metal sanayi fabrikalarının işçileri haydi haydi yapabilir. Bu mücadeleler işçi sınıfını ülkenin kaderini değiştirecek bir sosyal ve siyasal güç olarak sahneye çıkartabilir. Tabii ki sınıf mücadelesinin doğrularını yapmak kaydıyla... 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Temmuz 2016 tarihli 81. sayısında yayınlanmıştır.