Metal Fabrikalarından Haberler - Aralık 2019
“Metal Fabrikalarından Haberler” köşesinde, metal sektöründe çalışan işçi arkadaşlarımızın fabrikadaki deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz.
Örgütlü olmak bilinçli insan olmaktan geçer - Tuzla HT Solar dan bir işçi
HT Solar'da süreç yoğun ve tempolu bir şekilde geçiyor. Geçtiğimiz bayram öncesinde bize yaşatılan huzursuz günlerde, patronun eleman çıkartmak zorunda olduğu sözlerinin yalan olduğunu, işverenlerin oyunlarının hiç bitmediğini görmüş olduk. Sendikamız Birleşik Metal-İş’in kongresi sonrasında ise fabrikamızda, temsilcilerimizde ve işçilerde daha sağlam bir güven ortamı oluştu. İşçi ve temsilci biliyor ki arkasında patronla işbirliği yapan bir yönetim yok artık. Şu anda gündemde MESS sözleşmesi var. Kısa bir süre sonra ise bizim fabrikada da bireysel sözleşme gerçekleşecek. Dört gözle MESS'i takip ediyoruz çünkü biliyoruz ki MESS sözleşmesi tüm metal işçilerini ilgilendiren çok önemli bir sözleşmedir. Gördüğümüz üzere metal işçisi bu süreçte asla pes etmeyecek. Aynı mücadeleyi bizler de HT Solar'da vereceğiz. Yan yana omuz omuza mücadele edeceğiz.
Bir diğer önemli gündem ise kadın işçilerin örgütlenmesi ve özellikle kadına yönelik şiddete karşı mücadeledir. 25 Kasım kadına yönelik şiddet ile mücadele günü sendikamızın düzenlediği etkinliğe kadın erkek birlikte katıldık, isteklerimizi ve mücadelemizi birlikte ortaya koyduk. Şiddetin her türlüsüne hayır dedik. Biliyoruz ki iş yerlerinde olduğu gibi hayatın her alanında da birlikte mücadele ediyoruz, örgütlü olmak bilinçli insan olmaktan geçer. Bu bilinci işyerlerimize taşımalıyız. İşçi kadınların örgütlülüğünü arttırmalı, erkek işçi arkadaşlarımızı ise daha fazla eğitmeliyiz. Herşeyi örgütlü gücümüzle ve sınıf bilincimizle başaracağız!
Yaşasın DİSK, Yaşasın Birleşik Metal-İş
MESS'in anlayacağı dilden konuşalım! Greve hazırlanalım! - Bursa Oyak Renault’dan bir işçi
Oyak Renault'ta üretim tüm hızıyla devam ediyor. Üretim her geçen gün giderek artmaya başladı. Yönetim tarafından alınan karara göre Ocak ayına kadar fazla mesai yapılacak. Artan mesailere birçok kişi tepkisini gösteriyor. Hem bant hızının hem de mesailerin artması ile birlikte birçok kişi hastalanmaya başladı. Hastalanıp rapor alan sayısı her geçen gün artıyor. Ağır çalışma koşulları yüzünden işi bırakmayı düşünen arkadaşlar var. Oyak Renault yönetimi üretimi daha çok nasıl arttırabiliriz onun peşindeler. İşçinin sağlığını düşünen yok. Fabrikaya birçok robot kuruldu. Birçok bölümde işçi fazlası olduğu söyleniyor. O yüzden Ocak ayından sonra çıkış yapılacağı söylentileri var. İşten çıkmak isteyen veya yönetimin belirleyeceği kişilerin çıkacağı konuşuluyor. Sözleşme her dönemde olduğu gibi yine yılbaşından sonra imzalanacağı gözüküyor. Yani işten çıkartma tehdidi sözleşme döneminde yönetimin elinde bir koz olacak.
MESS 4. oturumda kazanılmış haklarımıza saldırarak meydan okumuştur. Sözleşmede talep ettiğimiz haklar konuşulması lazımken MESS var olan kazanılmış haklarımıza göz dikmiştir. MESS resmi olan ve gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamlarının dahi altındaki zamları bize dayatmak istiyor. Özellikle ihbar ve kıdem tazminatı gibi kazanımlarımıza saldıran MESS, yasal sürelerden daha fazla uygulama olan işyerlerinde 1 Eylül 2019 tarihinden itibaren işe giren işçilere, geçmiş sözleşmelerde kazanılmış olan hakların değil kanunda yer alan sürelerin uygulanmasını istedi. Kazanılmış haklarımıza açık bir saldırı olan bu talebin tartışılması konuşulması dahi kabul edilemez. Karşımızda bizim sırtımızdan milyonlar kazanan bir MESS var, üye şirketler birlikte hareket ediyor. Biz de metal işçileri olarak sendika ayırt etmeksizin birlikte hareket etmeliyiz. Tüm işçiler MESS'in yaptığı bu saldırıya karşı geç olmadan harekete geçmeliyiz.
Masaya güçlü oturmak için sahalara inmeliyiz - Bursa Oyak Renault’dan bir işçi
Yakında gerçekleşecek olan MESS grubu ile görüşmede, karşı taraftan zam konusunda çok bir beklentim yok açıkçası onlar yine türlü bahaneler ile az vermek için dayatmada bulunacak ama biz yine kabul etmeyeceğiz. Bir dahaki görüşmeye daha güçlü oturmak için ise işçilerin artık sahalara inmesi, iş yerlerinde yasal eylemlere başlaması gerekiyor. Ardından birlik ve beraberliğimizi göstererek masaya daha güçlü oturup istediğimizi almak için mücadele edeceğiz. Ayrıyeten vergi adaletsizliği ile ilgili sendika olarak yaptığımız eylemlerimiz de tüm ülkede eş zamanlı yapılmalı ve sesimizi herkese daha fazla duyurmalıyız. Vergi adaletsizliği böyle sürdükçe sözleşmede aldığımız zammın bir anlamı kalmıyor. Hepsi vergi dilimine girdiğimiz gibi uçup gidiyor.
MESS’e cevabımız: krizi yaratan bedelini ödesin! - Çerkezköy Arçelik Televizyon fabrikasından bir işçi
Geçtiğimiz günlerde Arçelik fabrikasında, MESS’in çıkardığı “Bizbize’’ gazetesi işçilerin vardiya giriş ve çıkışlarını gerçekleştirdiği turnikeler üzerine bırakılmıştı. Patronların bir araya gelip oluşturduğu bir sendika gazetesinin Türk Metal'in yetkili olduğu bir fabrikada ne işi var? Toplu sözleşmeler sırasında MESS’in bize dayattığı koşullar ortada iken bu kabul edilebilir bir durum değil! Gazeteye gelince de birkaç önemli şey gözümüze çarpıyor: Ekonomik kriz. Ve bunun sebebi “iş gücü maliyeti” çözümü de “iş gücü verimliliği” olarak gösteriliyor. Yani en az maliyetle daha çok emek sömürüsü. Zaten biz fazlasıyla emek ve zaman harcıyoruz. Yeri geliyor haftalarca veya aylarca mesaiye kalıyoruz. Biz istediğimiz zaman izin alamıyoruz. Yetmiyor, biz hastalandığımız zaman ya da acil bir durumumuz olduğu zaman, ücretli izin verilmiyorken planlama yapılmadığı için onların istedikleri tarihlerde zorunlu izinlere çıkartılıyoruz. Bizler bu kadar emek ve zaman harcarken, ekonomik krizin faturasını bizlere çıkarmaya çalışanlar yan gelip yatıyor! MESS sözleşmesinde de hedefleri bu olacak. MESS dayatmalarıyla krizin yükünü bizim omuzlarımıza yıkmak, sırtımızdan kârlarına kâr katmak istiyorlar. Ekonomik krizi yaratan biz değiliz. Bedelini de ödemeyeceğiz!
Mücadele etmeden kazanamayız! - Bursa Tofaş’tan bir işçi
MESS ile yapılan TİS görüşmelerinin 4. Oturumunda MESS var olan haklarımıza saldırdı. İşçi sınıfına dayattıkları 3 yıllık sözleşme, düşük maaş, esnek çalışma gibi istekleri var. Bu kölece çalışma koşulu dayatmasını şimdiden tepkimizi göstererek reddetmeliyiz. MESS yanına hükümeti alarak Türk Metal’le anlaşarak sözleşmeyi oldu bittiye getirmeden önce harekete geçmeliyiz. Tıpkı 2015’te yaptığımız gibi birlik ve beraberlik içinde sendika ayırt etmeden tüm işçiler olarak mücadele etmeliyiz. Alınterimiz, emeğimiz, ailemiz ve geleceğimiz için mücadele edip tek yumruk olmalıyız. Hak verilmez, alınır düşüncesiyle hareket etmeliyiz. Güçlü isen kazanırsın, iş masada bitmiyor bunu herkes bilmeli. Üretimden gelen gücümüzü kullanarak eylemlerle mücadelelerle kazanırız. Kim güçlüymüş o zaman görürüz.
Umursamazlık ve umutsuzluk patronların işine yarar! Tofaş işçisi üzerindeki ölü toprağını atmalı! - Bursa Tofaş’tan bir işçi
Ne yazık ki Tofaş'ta sözleşme sürecinde çok da önemli gelişmeler olmuyor. Çoğu arkadaşın umutsuz olduğunu görüyorum. 2015 eylemlerine katılanlar kızgın ve umursamaz olmaya başladılar. Taslakta istenilen %25 değil de % 15'e imza atsalar bile büyük bir isyan olmayacakmış havası olursa MESS ve Türk Metal bu fırsatı kaçırmaz. Böyle olmaz, herkes üzerindeki ölü toprağını atmalı ve olması gerektiği gibi davranmalıdır. Türk Metal ve Tofaş yönetimi, baskı ve mobingle çıkartılan işçilerin, 3'lü vardiyadan 2'li vardiyaya geçişin üzerinden işlerin kötüye gittiği algısını yaratmaya çalışıyor. Amaçları belli. Tofaş yönetimi işçilerin sözleşme sürecinde ses çıkartmamalarını istiyor. Her ne olursa olsun umutsuzluğa yer vermeyelim. Mücadele etmenin yollarını arayalım.
Sendikalaşarak çalışma koşullarımızı değiştirebiliriz! - Bursa ELS fabrikasında çalışan bir işçi
Merhaba arkadaşlar
Bizim fabrikada iş güvenliği hak getire. Fabrikada karartma diye bir bölüm var. Çeliği kuvvetlendirmek için belli kimyasal tepkimeler sonucunda ortaya duman çıkıyor. Yeterince havalandırma olmadığından dolayı o bölümde çalışan işçiler bu dumanı solumak zorunda kalıyor. Diğer bölümlerdeki işçileri bu bölüme göndermekle tehdit ediyorlar. Bazı arkadaşlarımızı da oraya sürgüne yolluyorlar. Biz bu sağlıksız koşullarda çalışmak istemiyoruz. Ne orada çalışan arkadaşlar bu koşullarda çalışmak zorunda ne de diğer çalışanlar sürekli tehdit ve baskı altında çalışmak zorunda. Ama şunu da çok iyi biliyoruz biz örgütlenmedikçe birlik olup sendikalaşmadıkça bu devran değişmez. Sendikalaşalım insanca çalışma şartlarını kazanalım.
Haklarımızı alana kadar mücadeleye devam! - Eskişehir’de Entil Endüstri fabrikası önündeki direnişten bir metal işçisi
Entil’e 2012’de girdim. Döküm ve savurma üzerine iş yapan bir işletme. Tabi TMSF, patronun borçlarından dolayı el koymuştu fabrikaya sene 2010’dan 2019 ağustos ayına kadar. Bu süre zarfında işletmenin içi boş bir şekilde teslim edildi. Teslim ederken patronun söylediği TMSF’nin ona zorla verdiğiydi. Halbuki işin iç yüzünde patronun TMSF’den istediği ortaya çıktı. TMSF tarafı ise fabrikayı zorla vermediklerini torunlarına bırakacak bir miras olsun diye fabrikayı istediğini söylüyordu. Tabi olaylar teslim aldıktan sonra başladı. Maaşlar önce yarım sonra ise gecikmeli yatmaya başladı. Burada TMSF İzmir’de bulunan BMC şirketinin hiçbir işe yaramayan makinelerini getirdi. Sırf yandaş olan BMC’yi kurtarmak için borçlu olan Entil daha da borca sokularak bir çıkmazın içine sürüklendi. Tabi işletmenin sahibi Zeytinoğlu teslim aldıktan sonra patronlar işlerin yolunda gitmediğini söyledi ve bu sebeple Halk Bankasından 30 trilyon gibi bir para çekildi ve bu şekilde işletmenin kurtulacağını söyledi. Maalesef paranın nereye kullanıldığı meçhul. Daha sonra bir arsasının olduğunu ve bunu satıp fabrikayı düzgüne çıkaracağını söyledi işçiye. Tabi bu aralar maaşlar yatmıyordu. İşçiler Entil bizimdir yok olmasın diye biraz daha sabır dediler. Ne ola ki Yavuz Zeytinoğlu habire işçileri uyutarak hep yalan söylemiş, onu satacağım bunu satacağım diye oyalamış! Tabi oyalama sürecinde fabrikanın borçlarıyla ilgili koruma kararı bile çıkmış. Bunun neticesinde Birleşik Metal-İş sendikası üye işçileri olarak eylem yapma kararı aldık. Bununla birlikte başta İstanbul olmak üzere gerek TMSF önünde gerek Ankara yürüyüşü ve Eskişehir’de çeşitli eylemler yaptık. Şuan Entil fabrikası önünde eylemimiz direnişimiz devam etmektedir. Haklarımızı alana kadar da eylemimiz devam edecektir!
Bu yazılar Gerçek gazetesinin Aralık 2019 tarihli 123. sayısında yayınlanmıştır.