Cam işçisi sermayenin istibdadına karşı mücadele ediyor!
Şişecam işçilerinin grevi Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandı. Milli güvenlik gerekçesiyle yasaklanan grev, 5500 cam işçisini ilgilendiriyor. Lüleburgaz, Eskişehir, Bursa, Mersin ve Gebze’de Şişecam fabrikalarında grev yasaklarına karşı hemen eylemler başladı. Her vardiya bir saat iş bırakarak grev yasağına tepki gösterdi.
Şişecam işçilerinin grevi ilk kez yasaklanmıyor. AKP hükümeti döneminde, işçi düşmanı icraatların başında grev yasakları geliyor. Bu yasaklardan en çok etkilenen işçiler arasında metal ve cam işçileri yer alıyor. Haliyle de cam işçilerinin grevinin yasaklanması, birçok kez grevi yasaklanan metal işçileriyle cam işçilerinin birlikte mücadele etmelerinin imkânını ortaya çıkarıyor. Cam işçilerinin grev yasağına karşı mücadelesini sadece metal işçilerinin değil, sektör, sendika ve konfederasyon ayırmadan tüm örgütlü işçi gruplarının sahiplenmesi, eylemlerle dayanışma göstermesi gerekiyor.
Cam işçilerinin mücadelesi, istibdada karşı Türkiye işçi sınıfının mücadelesidir
Türkiye ve dünyadaki cam üretiminde tekel olan Şişecam’da üretim durduğunda başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok sektör de etkilenecek. Sermaye ve hükümetin vakit kaybetmeden grevi yasaklamasının arkasında bu yatsa da, cam işçilerinin mücadele potansiyeli onları daha fazla korkutuyor. İşçi düşmanlığı temelinde inşa edilen, emekçilerin en temel anayasal haklarına saldırarak sermayenin çıkarlarını koruyan istibdadın, işçi sınıfının mücadeleye atılması, masaya yumruğu vurması karşısında ayakta kalamayacağını biliyorlar. Bu durum cam işçilerinin mücadelesini daha mühim kılıyor. Öyleyse, bütün yanlarıyla cam işçileri sadece Şişecam patronuna değil, istibdadın kendisiyle de dolaysız bir mücadeleye girmiş bulunuyor.
Türkiye işçi sınıfı, işçi düşmanı istibdadı parçalayacak kuvvete sahiptir. Cam işçileri, vardiya başına 1 saat iş bırakarak her hal altında mücadelenin mümkün olduğunu gösterdi. Şimdi, bu mücadele zeminini genişletmek, tüm işçi sınıfına mal etmek zamanıdır. Metal işçileri, işyerlerinde cam işçilerini destekleyen eylemler yaptılar. Cam fabrikalarının önüne giderek, “dün bize, bugün size, yarın yine bize” demiş oldular ve mücadelede ortak olduklarını ifade ettiler. Ancak bu mücadele sadece canı yananların mücadelesi değildir, olmamalıdır.
Cam işçisinin talebi: 1 saati 1 güne çevirelim!
Lüleburgaz’dan bir işçi diyor ki: “sendika istese buradan cam çıkmaz, daha etkili eylemler yapmalıyız.” Haklıdır. Cam işçisi, grev yasağı duyulur duyulmaz, kılıçlarını kuşanmış, grevlerini elinden alan sermayeye bilenmiştir. Taban öfkeyle yerinden kalkmıştır, vardiyalardaki eylemler, bu enerjinin sonucu olmuştur. Kristal-İş eylemleri genişletmeli, işçilerin de sıklıkla vurguladığı gibi Şişecam’ı can evinden vurmalıdır. Cam işçisinin önünde Türk-İş üyesi Tekel işçilerinin mücadelesi örnek olarak mevcuttur. Tekel işçilerinin kararlılığı ve eylem çizgisi, Türk-İş’i genel grev yapmaya zorlamıştı. Unutmayalım, sendikalarımızı denetlemek, ona basınç uygulamak, ama hep onunla, örgütlü biçimde ilerlemek sonuç verecektir. İşçiler, bıkmadan usanmadan, Kristal-İş ve Türk-İş’e eylemleri genişletmek için basınç uygulamalıdır.
Tekel işçileri, nasıl Ankara’yı günlerce mücadele sloganlarıyla inlettiyse; Bursa, Gebze, Lüleburgaz, Mersin ve Eskişehir de cam işçilerinin, işçi sınıfının mücadele alanları haline gelebilir. Şimdiden Türkiye’nin önemli sanayi bölgelerinden Lüleburgaz, cam işçilerinin hegemonyasına girmiştir. Kentin yerel yayın organları sürekli cam işçilerini yazıp çizmektedir. Esnaf dükkânının camlarına cam işçilerini desteklediklerini yazmışlardır.
Şimdi ortak mücadele programıyla eylem zamanı!
Türk-İş ve Hak-İş grevin yasaklanmasından bu yana herhangi bir açıklama dahi yapmış değil. DİSK ve KESK yasağın ardından bir açıklama yaptı, bağlı sendikalar ve bölge temsilcilikleri Şişecam işçileri ile dayanışma gösteren eylemler, Şişecam fabrikalarına ziyaretler düzenlediler. Ancak bunlar grev hakkının gasp edilmesinin önüne geçmek için yeterli değil. Elbette dayanışmayı büyütmek lazım. Şu ana kadar harekete geçmemiş sendikaları, konfederasyonu harekete geçirmek için tabandan mücadele etmek gerek. Çünkü bu yasak sadece cam işçilerini değil, işçi sınıfının grev hakkını ve bir sendikayı işlevli kılan toplu sözleşme mücadelesini hedef alıyor. O halde işçi sınıfının güçleri birleşmeli, grev yasağı zincirini kırmalıdır. İşçi sınıfının somut-acil talepleri etrafında oluşturulacak bir cephe, sermayenin ve Cumhurpatronluğu sisteminin saldırılarına karşı kalkan olabilir. Kristal-İş grev yasağından sonra yaptığı açıklamada, “grev yasaklarına karşı şimdi ortak mücadele zamanıdır” diyerek bu eli uzatmıştır. Örgütlü işçi sınıfı şimdi bu eli tutmalıdır!,
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2017 tarihli 93. sayısında yayınlanmıştır.