Bursa’da meydana sığmayan metal işçileri MESS’e meydan okudu!

Bursa'da metal işçileri alana sığmadı

Türk Metal üyesi metal işçileri MESS’in dayatmalarına karşı Bursa’da yapılan mitingde alana sığmadı. MESS’in 3 yıllık sözleşme dayatmasına, kazanılmış haklara göz dikmesine ve yüzde 8’lik sefalet zammına karşı meydan genel grev genel direniş sloganlarıyla çınladı. Haluk Levent’in konseriyle coşku doruk noktasına çıktı. Yaklaşan grev için metal işçileri moral depoladı.

Miting için Bursa’nın yanı sıra İstanbul, İzmir, Kocaeli, Ankara, Eskişehir gibi Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikaların bulunduğu illerden yoğun katılım oldu. Bu fabrikalar, otomobilden, beyaz eşyaya, demir-çelikten silah sanayisine kadar Türkiye’nin en büyük ve kârlı fabrikalarıdır. Bursa’da toplanan on binlerce metal işçisi emeklerini sömürerek bu kârları elde eden patronlara “artık yeter” dedi!

Hem patronlara hem sendikaya mesaj

Bursa’daki coşku patronlara olduğu kadar Türk Metal’in yönetimine de anlamlı bir mesaj verdi. Geçtiğimiz yıllarda pek çok sefer son dakikada atılan imzalarla işçileri yüzüstü bırakan bürokratlar özellikle 2015 yılında işçilerin fiili grevlere ve işgallere dönüşen tepkisiyle ve kitlesel istifalarla karşılaşmıştı. O zamandan beri Türk Metal de alanlarda boy gösteriyor, fabrikalarda eylemler organize ediyor, Pevrul Kavlak kürsülerden sert konuşmalar yapıyor. Ancak metal işçisi tüm bu konuşmalara değil esas olarak yapılacak işe bakıyor ve sonuç alıcı eylemler istiyor.   

Miting için Mudanya Bulvarında bir araya gelen işçiler FSM Bulvarında bulunan hastane alanına doğru sel gibi akarken sık sık “Genel grev genel direniş”, “MESS şaşırma sabrımızı taşırma”, “direne direne kazanacağız”, “zafer direnen emekçinin olacak”, “bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganlarını atarak bu beklentilerini açıkça ortaya koydular.

Pevrul Kavlak'ın sözleri eyleme dönüşecekse bunu sağlayacak olan metal işçisidir 

Pevrul Kavlak Bursa mitinginde "Başka çaremiz kalmadı. Eylemlere başladık. Önce uyarı eylemleri yaptık. Yetmedi. Kısa sürelerle iş durdurduk. Yürüyüşler, basın açıklamaları yaptık. Yine yetmedi. İşte bugün buradayız. Yetmezse yarın 100 binlerle geleceğiz. Hakkımızı alana kadar durmayacağız. Eylemlerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yine iş durduracağız. Bunu da artırarak sürdüreceğiz. Çarşamba günü grev kararımızı almıştık. Günü geldiğinde uygulama kararını da alacağız. Eylemse eylem, grevse grev" diye konuştu. Pevrul Kavlak’a bu sözleri söyleten metal işçileridir. Bu sözlerin gereğinin yapılmasını sağlayacak olan da yine metal işçileri olacaktır.

Metal işçisi Türk-İş’ten laf değil eylem istiyor

Türk-İş Konfederasyonu Başkanı Ergün Atalay da yaptığı konuşmada, "MESS'e sesleniyorum bu meydanı görün yoksa bunun iki katını Kocaeli'nde görürsünüz. İş yerleri hepimizin ekmek kapısı en iyi arabayı üretiyoruz, çeliği nakış gibi işliyoruz, istediğimiz insan gibi yaşayabileceğimiz bir ücret almak, huzurumuzu bozmayın, en önemli sorunlarımızdan biri de vergi, bu vergi sistemi kabul edilecek gibi değil, bu vergi sistemi çok alandan çok az alandan az asgari ücretliden hiç alınmayacak şekle sokulmalı. Türk Metal her an Türk-İş yanında oldu bugün bu alandan ifade ediyorum Türk-İş Türk Metal'in işçilerin, işsizlerin emrinde" dedi.

Coşkulu ve öfkeli on binlerce metal işçisinin karşısında bir konfederasyon başkanı başka türlü konuşamazdı elbette. Ancak Ergün Atalay’ın da kamu sözleşmelerindeki yüz kızartıcı tutumunun kefaretini bu sözlerle ödemesi mümkün değil. Eğer Türk-İş metal işçisinin emrinde olacaksa o halde metal işçisi Türk-İş’ten de laf değil eylem ister. Hükümet grev yasağına gittiğinde Türk-İş metal işçisinin yanında olmalı, metal işçisinin grevine genel grevle destek vermek zorundadır. Çünkü bugüne kadar en çok grevi yasaklanan konfederasyon Türk-İş’tir ve Türk-İş yönetimi bu yasakları getiren hükümetin yanından ayrılıp işçinin yanında durmadığı sürece işçilere yapılan tüm haksızlıkların işbirlikçisi konumunda olmaya devam edecektir.   

Ayrı gayrı yok! Birleşik işçi cephesi var!

Bursa’daki mitingi tek başına değil aynı gün Gebze’de yapılan mitingle birlikte düşünmek gerekir. Metal işçisi sendikaları ayrı olsa da miting yerleri uzak olsa da MESS’in dayatmalarına karşı aynı cephededir. Ayrı gayrı yok demenin tam zamanıdır. Metal işçileri sendika yöneticilerinden çok fabrikalardaki sınıf kardeşlerine gözlerini dikmelidir. Fabrikalardan yükselecek işgal, grev, direniş iradesi sendika farkı gözetmeden, ayrı gayrı demeden dalga dalga yayılmalıdır. MESS’i masada diz çöktürecek olan işçilerin birliği olacaktır! Birleşik işçi cephesi için ileri!