Van’da Halkların Kardeşliği Çadırı
DİP için Van (Wan) ile dayanışma, mazlum insanlarla dayanışma vazifesidir. Nerede olursa olsun bedeni, yaşamı, dünyası parçalanmış insanlara kardeşlik elini hesapsız kitapsız uzatabilecek tek güç işçi sınıfı ve onun siyasi örgütleridir. Bugün gücümüz kıtalararası yardıma yetmeyebilir, ancak yarın yetecek. O gün, kapitalizm çoktan bir depremle yok olmuş olacak!
Van (Wan) depremi, Türkiye'de AKP ile sosyalistler arasında bir turnusol kâğıdı oldu. Devrimci İşçi Partisi, daha depremin olduğu gün, örgütlü bulunduğu tüm illerde yardım toplamaya ve mümkün olduğu kadar çok militanını yardım çalışmalarına katılmak üzere bölgeye sevk etmeye başladı. Gücü oranında, hatta bunun belki üzerinde bir çaba ile bu çalışmalara tüm enerjisi ile yüklendi. Bu yazı hazırlandığı sırada yoldaşlarımızın bir bölümü halen Van'da (Wan) yardım kamyonlarının tepelerinde, çadır kurulacak alanlarda, bölgedeki BDP'li belediyelerin koordinasyonu altında çalışmalarını sürdürüyor.
Bu ülkenin tonla patron üyesi bulunan iktidar partisi ise, bir yandan Van'a (Wan) yardım ediyor görünüyor, diğer yandan halen dış politika hesaplarının peşinde. Partiye yakın İslamcı dernekler sağa sola kurban yardım afişlerini asmaya başladılar ve halen Somali'ye yardım talebinde bulunuyorlar. Yanıbaşlarındaki Van (Wan) için yaptıkları kampanyalar daha nadir. Bunun nedeni, burjuvazinin ve onun çanak yalayıcılarının, yardım faaliyetlerini de bir politika aracı haline getirmesi. Somali yardımı, AKP'nin bölgedeki stratejisine yardım ettiği için önemliydi. ABD'nin Haiti'ye yardım götüreceğim diye gidip işgal etmesi gibi.
AKP Van'a (Wan) giden yardım malzemelerini yollarda durdurup, dağıtımını tekele almaya çalıştı, bu sırada pek çok malzeme olabileceğinden çok daha geç bölgeye vardı. BDP'li yetkililer artık yollanan yardımların üzerine adres yazılmasını istemek zorunda kaldı. Düşünün bir kere!
Oysa DİP ve oraya gitmiş olan diğer sosyalistler için durum farklı. Bizim için bu vazife, biz işçilerin ve işçi çocuklarının, devrimcilerin, erişebildiğimiz en uzak yerde bulunan bu mazlum insanlarla dayanışma vazifesidir.
Yoldaşlarımızın bölgeden aktardıkları haberler de, bu dayanışmaya ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bölgeye Salı günü varan yoldaşlarımız, öncelikle kendilerini olağanüstü bir koordinasyonsuzluk ortamında buldular. Ardından BDP'li yetkililerle irtibata geçip yardım dağıtımı, enkaz kaldırılması gibi faaliyetlerde görev aldılar. Oraya gittikleri günden beri, çadır, battaniye gibi konularda yetersizlikler bulunduğunu belirtiyorlardı. Tam da bu sırada maliye bakanı zat'ı muhteremin “biz toplanan deprem vergilerini duble yollara yatırdık” demesi bütün durumu açıklar nitelikteydi. Ortada kasıtlı bir yetersizlik olduğu hemen göze çarpıyordu.
Yoldaşlarımızın aktardığı bir diğer nokta, devletin BDP'li Van (Wan) Belediyesi'ni halk nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışması. Ancak devletin bu çabası da Van (Wan) halkının ihtiyaç duyduğunda yanında devleti değil, BDP’li belediyeleri görmesi ile boşa düşmüş oldu.
Devletin bu tavrına bir de bir takım şovenist grupların bölgeye gönderdikleri kolilere taş, sopa, bayrak vb. koyması ekleniyor. Bunun depremin yıktığı insanlara bir başka depremi yaşatmaması mümkün mü? O zaman da Türkiye’nin diğer ucundan gelen sosyalistlerin dayanışması devreye giriyor ve halkların kardeşliğine olan inançları bölge insanına güç veriyor.
Sosyalistler bir yandan belediyenin koordinasyonu altında faaliyetleri sürdürürken, bir yandan da yurtsever gençlerle beraber komisyonlar hazırlayarak kendi yardımlarını örgütlemeye başladılar. DİP ve TÖPG'den sosyalistler ve yurtsever gençler, hem şehir dışından destek için gelenlerin, hem de kalacak yeri olmayan halkın yararlanabileceği büyük bir çadır kurdular. “Halkların Kardeşliği Çadırı” ismi verilen çadırı, Van'ın (Wan) farklı mahallelerinde kurulacak yeni çadırlar takip edecek. Bölgeye giden diğer bir parti TKP ise, yardım faaliyetini ayrı bir çadır kurarak örgütlüyor. Getirdikleri yardımları, belediye ile koordinasyon sağlamadan kendileri dağıtarak, BDP ile adeta rekabete eden bir görünüm sergilediklerini belirtmek gerekiyor.
Kıssadan hisse, bugün Somali'de de olsa, Van'da (Wan) da olsa, Filistin'de de olsa, bedeni, yaşamı, dünyası parçalanmış insanlara kardeşlik elini hesapsız kitapsız uzatabilecek tek güç işçi sınıfı ve onun siyasi örgütleridir. Bugün gücümüz kıtalararası yardıma yetmeyebilir, ancak yarın yetecek. O gün, kapitalizm çoktan bir depremle yok olmuş olacak!