TÜSİAD’dan bir muhtıra daha: Patronlar kulübü Erdoğan’ın eline uygulayacağı programı verdi

TÜSİAD, 16 Nisan referandumu günü saat 17:00’de bir muhtıra yayınlayarak sonuç ne olursa olsun iktidardan bekledikleri siyasi programı ortaya koymuştu. Geçen zaman zarfında iktidarın uygulamalarının nasıl TÜSİAD’ın istediği noktaya geldiğini gördük. Patronlar kulübü 24 Haziran seçimlerinden sonra da bir muhtıra yayınladı ve adeta Erdoğan’ın eline izleyeceği ekonomik programı önceden vermiş oldu.

Patronların muhtırası demokrasi ve özgürlüklerle başlıyor. Kimseyi yanıltmamalı. Patronların özgürlük anlayışı içinde sendikalaşma, örgütlenme, hak arama, grev yapma yok! Demokrasi ise zaten her daim sermaye diktatörlüğünün kod adı olagelmiştir. Patronların demokrasi anlayışı Erdoğan’ın Türkiye’yi anonim şirket gibi yönetme düşüyle tamamen aynıdır.

Demokrasi ve özgürlük palavralarını geçtikten sonra hızla sadede geliyoruz. TÜSİAD, “yüksek enflasyon ve cari açık sorunlarının çözümüne yönelik akılcı bir ekonomik program ve mali disiplin” istiyor. Akılcı ekonomik program nedir? Mesela açlık sınırının altındaki asgari ücretle aile geçindirmeye çalışmak size hiç akılcı gelmiyor değil mi? Oysa TÜSİAD’a göre akılcı ekonomik programın gereği asgari ücreti ve tüm işçi ücretlerini daha da aşağıya çekmek demek. Çünkü halkın geliri azalırsa, toplam talep de azalır. Yüksek enflasyonla baş etmek için patronların akılcı çözümü budur. Bu patron aklının bilinen adı “kemer sıkma” programıdır.

“Mali disiplin” ise halkın eğitim, sağlık vb. kamusal ihtiyaçları açısından devlet bütçesinde kısıntıya gitmek demektir. Emekçi halka katı disiplin uygulandığında patronların ihtiyaç duyduğu teşvikler ve vergi indirimleri için kaynak yaratılabilecektir.

Patronların adeta amentüsü haline gelmiş Merkez Bankası bağımsızlığı de muhtırada yer alıyor. Merkez Bankası’nın bağımsızlığından bahsetmek onu yerli ve yabancı finans kapitalin çıkarlarına bağlamak demektir.

Vergi reformu isteyen büyük patronlar verginin de tabana yayılmasını istiyor. Tabandaki işçi ve emekçi daha ücretini eline almadan kesintilerle vergisini ödüyor. Sadece aile bütçesini değil tüm ülkeyi bu vergilerle sırtında taşıyor. Türkiye’nin ihtiyacı verginin tavana yansıtılması. Zenginlerin vergilendirilmesi.

TÜSİAD muhtırasında yer alan, 4. sanayi devrimi, uluslararası rekabet gücü vb. süslü lafların ardında tek bir istek var, o da emeğin baskılanması ve kârların arttırılması için hükümetin patronların emrine girmesidir.

Krizi işçi ve emekçiler yaratmadı. Patronların kâr hırsı yarattı. TÜSİAD programı krizin faturasını emekçilere ödetme programıdır. 24 Haziran seçimleri akşamı saat 17:00’de Devrimci İşçi Partisi yayınladığı bildiri ile patronlara cevap vermiş ve işçi sınıfını safları sıklaştırmaya çağırmıştır. Bu bildiri gazetemizin sayfalarından ve internet sitemizden okunabilir. Asalak patronların değil üreten milyonların yöneteceği bir topluma kavuşmak için işçi ve emekçiler, iktidarın patronların temsilcisi olduğunu görmeli ve DİP’in çağrısına kulak vermelidir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2018 tarihli 106. sayısında yayınlanmıştır.