Üniversite A.Ş.'ye, YÖK'e ve yasasına geçit yok

İstanbul’un çeşitli üniversitelerinden binlerce üniversite öğrencisi ve emekçisi yeni YÖK yasasına karşı Beyazıt Meydanı'nda bir eylem gerçekleştirdiler. Saat 12.00'de Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin Hergele Meydanında şarkılar söyleyip halaylar çektiler. Saat 12.30'da Edebiyat Fakültesi kapısı önünden ‘’Şirket değil üniversite, müşteri değil öğrenciyiz’’ pankartıyla Millet Caddesi trafiğe kapatıldı ve kitle yürüyüşe geçti. Beyazıt Otobüs duraklarının önünde ‘’Üniversite A.Ş.’ye, YÖK’e ve yasasına geçit yok’’ pankartı arkasında toplanan ve aralarında HDK milletvekilleri Sebahat Tuncel, Levent Tüzel ile Ertuğrul Kürkçü’nün de yer aldığı çeşitli üniversitlerin öğrencileri ve emekçileriyle buluşuldu. Ve kitlesel olarak Beyazıt Meydanına doğru sloganlarla yürüyüşe geçildi. Ardından İstanbul Üniversitesi tarihi kapısından ‘’Asistan kıyımını durduracağız’’ pankartıyla çıkan üniversite emekçileri ve öğrencileriyle birlikte kalabalık ve coşku arttı, “heryer ODTÜ, her yer direniş” sloganlarıyla eylem devam etti.


Kürsüden yapılan konuşmalarla program başladı. ODTÜ’de mücadele eden öğrenciler ve İTÜ’de direnen asistanlar selamlandı. Bu direnişlerin YÖK yasasına geçit vermeyenlerin, bilimi satanları üniversiteye sokmayanların direnişi olduğu ifade edildi. Kürsüden ODTÜ’deki öğrencilerin protestosunu kınayan rektörlere de değinilirken, “bu kampüsün içinde rektörlerin değil, dekanların değil, iktidar yalakalarının değil, polis kurşunuyla sırtından vurularak öldürülen Turan Emeksiz’in heykeli var, polisin yeri yok” dendi.
Üniversite emekçileri adına söz alan Eğitim-Sen Üniversiteler Şube Başkanı İsmet Akça, yaptığı konuşmada yeni yasayla YÖK’ün kaldırılmadığını, başına sadece bir “T” harfinin eklendiğini, yüksek öğrenimin bir kar kapısı olarak görüldüğünü ve bu yasanın üniversitenin piyasalaştırılmasının son adımı olduğunu belirtti. Akça, yasanın yabancı üniversite şirketlerinin kurulmasının ve devlet üniversitelerinin şirketleştirilmesinin önünü açtığını vurguladı. Akademik ve idari bütün üniversite emekçilerinin güvencesiz istihdamına zemin hazırlandığını, araştırma görevlilerinin burslu öğrenci statüsüne dönüştürüldüğünü ve rekabet, performans değerlendirmesi adı altında emekçilerin birbirine düşürülmeye ve üstlerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti. Son olarak baskılara karşı herkesin sesini yükseltmesinin bugün ve gelecek için önem taşıdığı bilinciyle bir araya geldiklerini söyledi.
 
Üniversite öğrencileri adına Ezgi Taş bir konuşma yaptı. Taş, üniversitelerin akademisyeniyle, öğrencisiyle, çalışanıyla, işçisiyle, köylüsüyle, öğretmeniyle, doktoruyla, mühendisiyle emekçi halkın olduğunu ifade ettikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Üniversiteler sonsuz kar derdine düşmüş bir avuç sömürücünün değildir. Üniversiteler bizlerindir. İşte tam da bu yüzden Çetinsaya bir YÖK oyunu oynamaktadır. Üniversitelerin gerçek sahiplerinin fikrinin, taleplerinin olmadığı bir yasa taslağı sadece bir kâğıt parçasından ibarettir ve bizim için yok hükmündedir. YÖK’ü kaldıracak olanlar işte buradadır. Amfilerinden, kürsülerinden, üniversitelerinden, işyerlerinden gelenler üniversitelilerin ta kendisidir. Yeni yasayla birlikte üniversitelerde üretilecek bilgiyi patronlar kontrol edecek. Halk yararına üretilmesi gereken bilgi ve bilim, sermayenin çıkarları için üretilecek. Bilgi lisanslama ofisleri ile bilgi patentlenecek, üniversiteler toplum yararına tek söz söyleyemeyecek. Akademisyen ve üniversite çalışanları esnek, güvencesiz, sözleşmeli, kölece çalışma koşullarına mahkûm edilecek. Zaten güvencesiz olan akademinin tüm bileşenlerinin geleceği, sermayenin iki dudağı arasında olacak. Akademik bilimsel özgürlük yok olacak, sermayenin istekleri doğrultusunda akademik faaliyet yapılacak. İşte bu inançlı, kararlı topluluk bu yasanın meclisten geçmesini engelleyecektir”. Taş'ın ardından İstanbul Asistan Dayanışması adına İTÜ'lü bir direnişçi asistan söz aldı. Akademik yolun emektarı olan araştırma görevlilerinin, bu tasarı ile hiçe dönüştürüldüğünü belirten temsilci, “YÖK’ün ve taraftarlarının şunu bilmesi elzemdir, bizler, onlar gibi 12 Eylül mahsulü birer hiç değiliz. Bizler var olanlarız, çünkü bizler üniversiteyi yıkanlardan değil bizzat yaratanlardanız” dedi. Üniversite laboratuvarlarının, şirketlerin ARGE bölümlerine dönüştürüldüğünü, vakıf üniversitelerinin bir an evvel kamulaştırılmasını ve buradaki öğretim elemanlarının koşulsuz iş güvencesine ve dolayısıyla patron baskısından azade bilimsel özgürlüğe kavuşturulmasının gerekliliğine vurgu yaptı. 

Ardından Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Karalı, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri adına ODTÜ rektörlüğüne karşı açıklama yapan üniversite yönetimlerini kınayan bir bildiriyi okudu. Yönetimlerin, kendilerinin haberi olmadan söz konusu açıklamayı yaptığını ifade eden Karalı, ODTÜ'de yaşanan polis şiddetini kınadıklarını belirterek “Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ'lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz” diye konuştu.

Eylemde Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız da bir destek konuşması yaparak yeni YÖK yasasına karşı mücadele edeceklerini ve çıkmasına izin vermeyeceklerini ifade etti. Eyleme DİSK, KESK, TMMOB, TTB destek verirken işe iade mücadelesi veren ve 210 gündür direnen THY işçileri de eyleme destek mesajı gönderdiler.

Konuşmaların ardından eylem şarkılarla, marşlarla, halaylarla mücadele sözleriyle sona erdi.

 

Eylemi örgütleyen kurumlar: Eğitim-Sen, Asistan Dayanışması, Öğretim Üyeleri Derneği, GIT Türkiye, Dev-Sağlık-İş, Üniversite Konseyleri Derneği, Akademi Susmayacak, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi, Sosyal-İş İstanbul Şubesi, SES İstanbul Şubeleri, Devrimci İşçi Partili Öğrenciler, Ekim Gençliği, Emek Gençliği, Genç-Sen, Gençlik Muhalefeti, HDK İstanbul Gençlik Meclisi, Öğrenci Dayanışması, Öğrenci Kolektifleri, Söz Dergisi, TKP'li Öğrenciler, İÜ'den öğrenciler, YTÜ'den öğrenciler, BÜ'den öğrenciler, MSGSÜ'den öğrenciler, Üniversite Öğrencileri, TÜM-İGD'li öğrenciler, Genç-Der, Devrimci Gençlik, Sosyalist Gençlik Derneği, Sosyalist Yeniden Kuruluşçu Gençler.