Devrimci İşçi Partisi ‘Arap Devrimi Mülksüzlerin Devrimi’ başlıklı söyleşi düzenledi
Devrimci İşçi Partisi, 20 Şubat Pazar günü saat 18:00’de Ankara’da, Gerçek gazetesi ve Devrimci Marksizm dergisi yazarlarından Mustafa Kemal Coşkun ile Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı Sungur Savran’ın konuşmacı olarak katıldığı bir söyleşi düzenledi. Onuncu Köy Kitap Kafe’de ‘Arap Devrimi Mülksüzlerin Devrimi’ başlığıyla gerçekleştirilen etkinliğe yaklaşık olarak seksen kişi katıldı.
Açılış konuşmasının ardından ilk sözü alan Mustafa Kemal Coşkun, Arap ülkelerinde yaşananları birer devrim olarak nitelerken hareketin zayıf yanının ise örgütsüzlük olduğunu vurguladı. Bu sebeple sonuna kadar gidemeyen bir devrimin neo-liberalizme karşı isyan eden Arap emekçilerin aleyhine de sonuçlanabileceğine vurgu yaptı. Ayrıca Arap Devrimi’nin sınıfsal boyutunu gözlerden gizlemek için olayı salt bir demokrasi ve özgürlükler sorununa indirgemeye çalışan liberal yaklaşımları hedef tahtasına oturttu.
İkinci sözü alan Sungur Savran, son iki aya damgasını vuran Arap Devrimi karşısında önce devrim diyen sonra kıvırtan, ama her durumda devrim üzerine ahkam kesmeyi bilen liberalleri eleştirerek salonu dolduran genç ağırlıklı dinleyici kitlesinin devrimler tarihi hakkında en ufak bilgisi olmayan cahillerin sözlerine aldırış etmemesi gerektiğini söyledi. Daha sonra gözümüzün önünde yaşanmakta olan devrimlere devrim adını koyamayan solculara çatarak bu bakış açısının önderliğin olmadığı yerde devrim olamaz gibi yanlış bir öncülden hareket ettiğini söyledi. Devrimlerin tarih boyunca kendiliğinden patlak verdiğini ama proletaryanın iktidarıyla sonuçlanıp muzaffer hale gelebilmesinin önkoşulunun işçi sınıfının öncü devrimci partisinin varlığı olduğunun altını çizdi.
Sungur Savran konuşmasının devamında Arap halklarını isyana iten sosyal ve ekonomik koşulların politik devrimi sosyal bir devrime dönüştürme dinamiğini içinde barındırdığını, devrimin asgari demokratik taleplerinin dahi yerine getirilmesinin işçi sınıfının eyleminin gücüyle alakalı olacağını belirterek devrimlerin bulaşıcılığının yanı sıra bu anlamda da taşıdığı süreklilik karakterine işaret etti.
Devrimin kapımıza kadar gelen ancak henüz içeri adım atmayan etkisinin gelecekte mutlaka burada da hissedileceğini belirten Sungur Savran, o güne hazırlıklı olmak için devrimci öncü partiyi bugünden inşa etmenin bir zorunluluk olduğunu, Arap Devrimi’nin başta gençler olmak üzere işçi ve emekçilere bir örgütlenme çağrısı olduğunu söyledi.
Son bölümde dinleyicilerden gelen sorularla canlı bir tartışmaya sahne olan etkinlik Türkiye’nin güncel siyaseti ile ilgili konulara daha çok odaklandı. Burada da verimli geçen konuşmaların ardından dinleyicilerin arasından söz alan bir öğretmen, özellikle güncel politika, izlenmesi gereken taktikler ve program konusunu merkeze alan bir tartışma için konuşmacıları tekrar yapılacak bir etkinliğe davet etti. Etkinlik konuşmacıların aldığı sözlerin ardından sona erdi.