Türkiye’de anti-emperyalist mücadelenin ateşi: 6 Ocak 1969

6 Ocak 1969 Komer

Takvimler 1969 yılının 6 Ocak tarihini gösterdiğinde, ODTÜ’yü ziyaret eden ABD Büyükelçisi Robert Komer’in arabası devrimci gençler tarafından ters çevrilerek parçalandı ve ardından ateşe verildi. Temmuz 1968’deki 6. Filo eylemleriyle kendini gösteren anti-emperyalist gençlik mücadelesi bu eylemle tekrar Türkiye’nin gündemine oturdu.

Emperyalist ABD’nin Vietnam işgalinde aktif rol alan ve Phoenix adındaki programın başında bulunan CIA ajanı Robert Komer, bu program sonucunda bağımsız kaynaklara göre yaklaşık 60.000 insanın ölümünden sorumludur. Bu kötü ünü ona "Vietnam kasabı" lakabını kazandırmıştır. Bu cani, 1968 yılının Kasım ayında, 6. Filo eylemlerinin üzerinden henüz dört ay geçmiş ve gençliğin militan mücadelesi katlanarak artmışken Türkiye’ye ABD Büyükelçisi olarak atandı. Bu atamadan haberdar olan devrimci gençlik Komer’in kirli geçmişini öğrenmekte gecikmedi. Komer ülkeye adım attığı andan itibaren, önce İstanbul’da ardından Ankara’da binlerce devrimci tarafından protesto gösterileriyle karşılandı. Türkiye’ye gelir gelmez bir şokla karşılaşan Komer, yaşanacaklardan henüz habersizdi.

Emperyalizmin planı ODTÜ’ye uymadı

ABD ile iş birliği içinde kurulan ve sermaye için nitelikli eleman yetiştirmesi planlanan ODTÜ’de, ülkenin diğer üniversitelerinde de olduğu gibi gençler arasında, özellikle 60’lı yılların başlarından itibaren sosyalizm ve anti-emperyalizm fikirleri geniş yer edinmeye başlamıştı. 6. Filo’nun denize dökülmesiyle zirveye ulaşan anti-emperyalist mücadele, ODTÜ’de de karşılık bulmuştur. Protestolar Komer’in Ankara’ya gelmesinden önce başlamıştır. Öyle ki Komer’in uçağı protestolar nedeniyle Esenboğa Havalimanı’na inememiş, askeri havaalanına iniş yapmak zorunda kalmıştır.

6 Ocak tarihinde ODTÜ’ye zırhlı aracıyla gizlice giren ve rektörü ziyaret eden Komer’in gelişi öğrenciler tarafından fark edildiğinde, Amerikan emperyalizmine karşı yıllardır biriken öfke bir anda patlamıştır. Aralarında Sinan Cemgil, Taylan Özgür ve Ulaş Bardakçı’nın da bulunduğu yüzlerce devrimci öğrenci, tamponunda ABD flaması sallanan makam aracını ters çevirip ateşe vermiş ve hep bir ağızdan haykırmıştır: Bir, iki, üç, daha fazla Vietnam!  

Emperyalist barbarlık dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor

Emperyalizm, 20. yüzyılın başından itibaren savaşlarla, işgallerle, darbelerle ve katliamlarla dünyayı kan gölüne çevirmiştir. Günümüzde de mazlum halkların baş düşmanı olarak bu rolünü sürdürmektedir. Geçmişte demokrasi ve barış kisvesi altında Kore’yi ve Vietnam’ı kirli savaşlarla parçalayıp devrimleri ezmeye çalışan Amerikan emperyalizmi, yakın tarihte de Irak’ta ve Suriye’de benzer şekilde kardeş kavgasından ve kandan beslenerek bu politikasını sürdürmüştür. Mezhepçiliği ve milliyetçiliği kullanarak kardeşi kardeşe kırdırmış ve Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiştir.

Emperyalistlerin Ortadoğu’da bu kadar kolay hareket edebilmesinin en büyük sebebi, Filistin topraklarını işgal eden ve emperyalizmin ön karakolu görevini üstlenen Siyonist İsrail devletinin varlığıdır. Bu yüzden yıllarca kadın erkek, genç yaşlı demeden Filistinlileri katleden bu oluşuma karşı verilen mücadele, anti-emperyalist mücadeleye kopmaz biçimde bağlıdır.

Bölgede ABD’nin bir diğer müttefiki ise Erdoğan’dır. İç politikada sürekli ABD ve İsrail karşıtı söylemlere sığınan Erdoğan, pratikte hiçbir somut adım atmamaktadır. Aksine bir NATO üyesi olarak Türkiye, emperyalizmin kirli savaşında aktif bir biçimde yer almaktadır. İstibdadın Ortadoğu’da attığı her adım NATO’nun hâkimiyetini pekiştirmesine yaramakta ve Türkiye emekçi halkını emperyalist zincirlere mahkûm etmektedir. Hâl böyleyken emperyalizme göbekten bağlı istibdadın anti-emperyalist adımlar atması mümkün değildir. Öte yandan istibdadın sözde alternatifi olan Amerikan muhalefeti de aynı şekilde emperyalistlerin sözcüleridir. Sonuç olarak istibdad da onun sözde muhalefeti de hamasi nutuklar atmaktan öteye geçemez.  

Emperyalizmle uzlaşma değil, mücadele!

68 kuşağının anti-emperyalist mücadele geleneği emekçi halkın belleğinden silinmemiştir. Bu mücadele geçmişte olduğu gibi bugün de emperyalizme ve Siyonizme karşı uzlaşmaz bir konumda bulunan emekçi halkın kendisi tarafından verilecektir. Tek gerçekçi çözüm, anti-emperyalist bir mücadele programı etrafında birleşmektir. Emekçi halkın emperyalist boyunduruktan kurtuluşu; Türkiye’nin derhal NATO’dan çıkması, başta İncirlik ve Kürecik olmak üzere tüm emperyalist üslerin kapatılması, Siyonist İsrail ile tüm anlaşmaların iptal edilmesi ve ilişkilerin kesilmesi ile mümkün olacaktır.

Biz Devrimci İşçi Partili Öğrenciler olarak 68 gençliğinin anti-emperyalist mücadelesini sahipleniyoruz. Komer’in arabasından yükselen ateşi memleketin dört bir yanında yanan anti-emperyalist bir yangına çevireceğiz! Ortadoğu halkları ile bir arada emperyalizmi ve Siyonizmi ülkemizden, bölgemizden ve tüm dünyadan tamamen silene kadar mücadelemiz devam edecek!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2020 tarihli 124. sayısında yayınlanmıştır.