Çocuk işçiliğine son verelim! Çocuklarımız sermayenin çarkları arasında can vermesin!

Türkiye’de patronlar işçi ücretlerini düşük tutmak için türlü yöntemler kullanıyor ve bunların içinde son yıllarda artan boyutta başvurdukları en acımasız yöntemlerden birisi de çocuk işçiliği. Türkiye’de son yıllarda her yıl daha fazla çocuk eğitim hayatından koparılıp çalışmaya başlıyor. Bunun en önemli sebebi ise emekçi halk içinde son yıllarda gittikçe derinleşen yoksulluk.

MESEM, staj, çıraklık hepsi kölelik!

TÜİK verileri kapitalistlerin çocuk emeğine nasıl sarıldığını gösteriyor. 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı 2022’de yüzde 18,7 iken 2023’te yüzde 22,1’e ve 2024’te yüzde 24,9’a yükseldi. Resmi rakamlara göre 970 bin çocuk, işçi olarak çalışıyor! Üstelik bu sayıya 500 bin MESEM’li çocuk ile aynı yaş grubunda kayıt dışı çalışan çocuklar ve 15 yaş altı çalışan çocuklar dahil değil. Bunlar da dahil edildiğinde Türkiye’de çocuk işçi sayısının 3-4 milyona ulaştığı tahmin ediliyor!

Sayıların bu seviyeye yükselmesinde en büyük sorumlu iktidardaki AKP hükümeti. “4+4+4” ismi verilen sistemle, zorunlu eğitim sözde 12 yıla çıkarılacakken 4 yıllık lise dönemi örgün eğitimin büyük ölçüde dışına taşındı. Ekonomik krizin etkisiyle yoksullaşan işçi ailelerinde çocuklar, ailesine destek olmak için eğitimlerini yarıda bırakıp liseyi dışarıdan okumak ve işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Eğitim Sen’e göre bu şekilde tam 1,5 milyon çocuk örgün eğitim dışında kalmış durumda.

Bunun dışında çocuk işçiliğine kurumsal bir kılıf bulan iktidar MESEM adı verilen sözde mesleki eğitim merkezi ama özde sömürü merkezleri olan ucubeleri yarattı. Buralarda öğrenciler haftada 1 gün okulda teorik eğitim, 4 gün işletmelerde pratik eğitim alacak diye pazarlanan MESEM’lerde çocuklara düzgün bir eğitim verilmiyor. Bu çocuklar doğrudan ucuz işçi muamelesi görüyor. Bunun yanında staj ve çıraklık kursları da devletin desteğiyle sermayeye ucuz çocuk emeği sağlamanın yolları olarak öne çıkıyor.

Sermayenin çarkları arasında çocuklar can veriyor!

Sermayenin çocuklarımızı sömürdüğü yetmiyormuş gibi canını da alıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin (İSİG) tespitlerine göre son 12 yılda en az 742 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Bu sayı tabii ki sadece kayda geçen ölümlere dayanıyor, gerçek sayının bunun çok üstünde olduğunu varsayabiliriz. Türkiye’de patronlar kârlarını korumak için işçi sınıfını çocuklar da dahil olmak üzere daha fazla sömürmeye çalışıyor, bunu yaparken canımızı almaktan da geri durmuyor.

Bugün çocuk işçiliğine karşı işçi sınıfının somut talepler arkasında birleşmesi büyük önem taşıyor. DİSK’e ve KESK’e bağlı sendikalar ve tabip odaları bu konuyu daha fazla gündeme getirmeye başladı. Ucuz işgücü olarak çocuk emeğinin kullanımının sonlandırılması işçi sınıfı için önemli bir kazanım olacaktır.

  • Zorunlu eğitim kapsamındaki MESEM’de çocukların tam zamanlı ve ucuz işgücü olarak çalıştırılması engellenmelidir.
  • Staj ve çıraklık eğitimleri bakanlıkların yanı sıra sendika ve meslek odaları tarafından denetlenmelidir. Staj ve çıraklık patronlar için sömürü fırsatı olmaktan çıkarılmalı, genç işçi neslinin yetişmesi için bir program haline getirilmelidir.
  • Her çocuğa ücretsiz ve nitelikli eğitim olanaklarına erişim hakkı sağlanmalıdır.
  • Her çocuğun ailesine güvenceli iş sağlanmalı, yoksulluk işçi sınıfının gündeminden çıkmalıdır.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2025 tarihli 188. sayısında yayınlanmıştır.