Bütçenin kara deliği emekli aylığı değil faizdir! Milletin kamburu emekli değil sermayedir!

Bütçenin kara deliği emekli aylığı değil faizdir! Milletin kamburu emekli değil sermayedir!

Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri bütçe açığı. Bütçe kanununda 2025 yıl sonunda 1 trilyon 931 milyar lira açık verilmesi öngörülüyor. Bu devasa bütçe açığı, İngiliz Mehmet’in kamuda tasarruf programı ile başlattığı kemer sıkma uygulamalarına rağmen gerçekleşecek. Bütçedeki kara delik farklı yollardan emekçi halkı vurur. Dolayısıyla bütçe açığı herkesten önce işçi sınıfının ve emekçi halkın bir sorunudur. Ama sermaye de bütçe açığından şikâyet ediyor. Bu konuda iktidarı eleştiriyor. O halde sermaye ve emek arasında bir uzlaşma noktasından bahsedebilir miyiz? Hayır! Sermaye ve emek arasında uzlaşmaz çelişki devlet bütçesi ile ilgili olarak da aynen geçerlidir.

SGK özel değil sosyal sigorta kurumudur! Kâr etme amacı gütmemelidir! Giderleri emekçi halkın geliridir!

Türkiye’de ekonomistlerin sıklıkla bütçedeki kara delik için SGK’nın (Sosyal Güvenlik Kurumu) açıklarından bahsettiğini duyuyoruz. Sıklıkla da hükümetin seçim baskısıyla EYT yasası çıkarmasının bu açıkların sebebi olduğu söyleniyor. Emeklilerin geçim sıkıntısı yeterince ağır değilmiş gibi emekli aylığı adı altında ödenen üç kuruş dahi birilerinin gözüne batıyor. Sermayenin gözünde emeklilere verilen para harcanmış hatta çöpe atılmış paradır. Bu paraya sadece gider ve maliyet gözüyle bakılır. Halbuki SGK’nın emekliye ödediği para dedemize, ninemize, anamıza, babamıza, sana, bana ödenen paradır. Halkın parası yine halktadır. Kaldı ki bu paralar karşılıksız da değildir. Emekliler yıllarca döktükleri alınterinin ve ödedikleri primlerin karşılığını almaktadır. Sosyal güvenlik reformu adı altında emeklilerin hakları yıllardır gasbedilmekte, emekli aylıkları sürekli azalmakta ve nihayet bugün SGK’nın prim gelirleri emekli aylıklarını tamamen karşılamakta ve aşmaktadır. 2003’ten 2023’e 20 yıl içinde bu rakam yüzde 84’ten 108’e ulaşmıştır. SGK’nın prim gelirleriyle emekli aylıklarının ve sağlık harcamalarının toplamını karşılama oranı da yüzde 59’dan yüzde 71’e çıkmıştır. Bu göründüğü kadar iyi bir şey değil. Çünkü SGK kâr ederse ya da zararı azalıyorsa işçi, emekçi ve emekli kaybediyor demektir. Nitekim en düşük işçi emeklisi AKP iktidara geldiğinde 12 aylık emekli aylığı ile 29,6 cumhuriyet altını alabiliyordu, Ocak 2025'te 12 aylık emekli aylığı ile sadece 8,2 cumhuriyet altını alabiliyor! Özel sigorta şirketleri kâr eder. Adı üstünde “sosyal” sigorta kâr etmek için değil emekçiyi korumak için çalışmalıdır.

Emeklinin maaşına göz dikenler milletin sırtındaki 2 trilyonluk faiz kamburunu görmüyor!

Devlet, giderlerini esas olarak vergi toplayarak karşılar. İktidar sermayeye vergi muafiyeti vermekten, şirketlerin vergi borçlarını silmekten vazgeçmiyor. Dolayısıyla daha ücreti eline geçmeden kesilen gelir vergisi ile fatura yine işçi ve emekçilere çıkıyor.  2025 yılında devlet bu şekilde işçi ve emekçilerden 2 trilyon liraya yakın vergi toplamayı hedefliyor. Devlet vergilerle bütçe açığını kapatamadığında borçlanma yoluna gider. Bu da faiz yükünü arttırır. 2025 yılında bütçe üzerindeki faiz yükü de 1 trilyon 950 milyar lira olacak. Sonuçta aynı noktaya geri döneriz ve faizler de emekçi halktan toplanan vergilerle ödenecektir. Eğer devlet bütçe açığını kapatamaz ve bu açığı para basarak finanse etme yoluna giderse paranın değeri düşer, enflasyon ve hayat pahalılığı artar. Fatura yine işçi sınıfına ve emekçi halka çıkar. Devlet bütçe açığını azaltmak için giderlerini azaltma yoluna gittiğinde de eğitimden, sağlıktan, sosyal harcamalardan kısıntı yapar. Kamu emekçilerinin servis hakkının kaldırılmasından gençlerin katıldığı spor müsabakalarının iptaline kadar sayısız kalemde tasarruf yapan hükümet faturayı yine emekçi halka keser. Ama eğer devletin giderleri sermayenin kasasına gidiyorsa onlara asla dokunulmaz.  Mesela “devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor” denilen 18 şehir hastanesinin müteahhitlerine son 7 yılda aktarılan para 132 milyar 367 milyon lirayı aştı. Yap işlet devret projeleri olan köprü ve otoyollar için 2024 yılında işletmeci firmalara yapılan garanti ödeme tutarı 60 milyar 294 milyon lira olurken, bir önceki yıla göre ödeme tutarında 4 milyarlık artış meydana geldi.

Devrimci İşçi Partisi diyor ki:

  • Emekliden elinizi çekin! Milletin sırtındaki faiz kamburunu atın! Dış borç reddedilsin!
  • İlk vergi dilimi yoksulluk sınırına göre belirlensin! Yoksulluk sınırının altındaki gelirlerden vergi alınmasına son!
  • En düşük emekli aylığı en az asgari ücret kadar olsun!
  • Elden maaş ödeyip, primi asgari ücretten yatıran, SGK’nın prim gelirini cebine atan, işçinin emeklilik hakkını çalan patronlara hapis cezası!
  • SGK işçi yönetimine!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2025 tarihli 185. sayısında yayınlanmıştır.