DİP Bildirisi: HDP, BHH ve bütün sosyalistler genel seçime birlikte girmeli!

HDP, BHH ve bütün sosyalistler genel seçime birlikte girmeli!

CHP’den kopmak gerekir!

Yüzümüzü işçi sınıfına dönelim!

 

Devrimci İşçi Partisi (DİP) Merkez Komitesi 18 Ocak 2015 günü yaptığı toplantıda, son haftalarda solda ve Kürt hareketi içinde yapılan tartışmaları da göz önüne alarak 7 Haziran 2015 tarihinde yapılması planlanan genel seçimler için bir politik çağrı yapmıştır. Aşağıda bu çağrıyı yayınlıyoruz.

 

Dünya, bölgemiz ve Türkiye gittikçe daha zor, daha sarsıntılı, hem fırsatlarla hem tehlikelerle dolu bir döneme giriyor. Dört bir yanımız savaş ve faşizm: kuzeyde Ukrayna sorunu, güneyde DAİŞ, Batı’da yükselen faşizm ve ırkçılık, doğuda mezhepçi ve tekfirci barbarlık. Bütün bunların orta yerinde iktidarı sarsıldıkça zulmü artan, saraylara ve savaşlara sığınan Tayyip Erdoğan ve onun emir erleri. Çocukları öldüren Siyonistlere sataşırken bir yandan da 12 yaşındaki çocukların beynini dağıtmayı devlet yönetmek sayan AKP iktidarı. Modern Türkiye tarihinin iş cinayetleri sicilinde rekorlar kıran bir iktidar. Alevileri mezhepçi politikasıyla nefis müdafaasına itmekle yetinmeyip Yavuz Sultan Selim’in adıyla tehdit eden bir iktidar. Sabah akşam kadınların özgürlüğüyle, eşitliğiyle, bedeniyle uğraşan bir iktidar. Gençliği itaate ve örümcekli bir dünyaya mahkûm etmek için yüklenen bir iktidar.

Ama gün ah vah etme günü değildir. Zulmün copu, TOMA’sı, biber gazı varsa, halkın da isyanları vardır. Türkiye bir yıllık bir süre içinde iki halk isyanı yaşadı! 2013 yılının Haziran ayı başında Gezi ile başlayan ve hemen hemen bütün ülkeyi saran halk isyanı Temmuz-Ağustos’ta forumlarla devam etti, Eylül’de Ankara Tuzluçayır’da ve ODTÜ’de, Hatay Armutlu’da ve İstanbul Kadıköy’de yeniden alevlendi, sonra sönümlendi. Ülkenin batı coğrafyasını kasıp kavuran bu büyük isyandan sadece bir yıl sonra, 6-12 Ekim 2014’te bu sefer Kürt halkı milyonlarıyla ayağa kalktı, sokağa çıktı, Kobani’deki (Kobanê) kardeşleri için canını ortaya koydu. Polis, jandarma ve Hüda-Par adı altında Hizbullah, yani Hizbulkontra ortaya konulan canların 50’sine yakınını aldı, Kürt illerini cehenneme çevirdi, halkın isyanını bir iç savaş atmosferine dönüştürdü. Batıdaki halk bunun bir isyan olduğunu tam anlayamadı, ama devlet gayet güzel anladı: Başbakan Davutoğlu Ekim sonunda “çözüm sürecini sonuna ulaştıramazsak bölgeyi yönetemeyiz” dedi!

Ne var ki iki isyan birbirini kucaklamadı. İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Antakya isyandayken Diyarbakır, Cizre, Yüksekova sakin oturdu. Bu kentler ayağa kalktığında batı coğrafyasının daha bir yıl önce “çapulcu” diye aşağılanmaya çalışılan asilerinin büyük bölümü şimdi “vandal” diye nitelenen Kürt halkının isyanına soğuk baktı. İsyanlar kavuşamadı, Tayyip Erdoğan iktidarda kaldı!

Önümüzdeki dönem için, yeni kitle mücadeleleri, sokak eylemleri, büyük grev dalgaları, isyanlar dışlanmamalı. Bugünkü koşullar altında bu toplumun mayasında isyan olduğu artık kanıtlanmıştır. Her şey uygun koşulların doğmasına bağlıdır. Zulüm artarak devam ediyor.  Halkın önemli bir bölümünün yaka silktiği bir iktidar gittikçe daha çok zora dayanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Yarınlar büyük mücadelelere gebedir. Bugün görev, halk kitlelerinin bu büyük enerjisini bilinçli, örgütlü kanallara akıtmak, geleceğin başarısını hazırlamaktır.

Genel seçimi sıçrama tahtası yapalım!

Kürt hareketi içinden ÖDP’ye güç birliği için gelen öneriyi, hem HDP’den, hem BHH’den, hem de başka odaklardan gelen olumlu sinyaller izledi. Bunlar sevindiricidir. HDP ile BHH’nin güçlerini birleştirmeleri büyük önem taşıyor.

Devrimci İşçi Partisi, HDP projesinin Türkiye sosyalizmini Marksist bir programdan uzaklaştırmak bakımından çok ciddi sorunlar içerdiğini söyleyegelmiştir. Bunun günlük politikada en önemli ifadesi, HDP’nin ve daha genel olarak Kürt hareketinin işçi sınıfından, sınıf mücadelesinden ve diğer sosyalist hareketlerden uzak durması olmaktadır. Kürt hareketi ve bugün somut olarak HDP yüzünü somut biçimde işçi sınıfına dönmelidir.

Partimiz, BHH’nin ise iki büyük sorunla karşı karşıya olduğu kanısını ifade etmiştir. BHH bir yandan Kürt halkının kendi iradesine kulak verilmesi gerektiğini ifade edemiyor, Kürt sorununu kabul etse bile çözümü kendi dayatıyor. Bu dayatma en son “emek ve toprak ortaklığı” adını aldı. Bir yandan da Türkiye’nin en önemli düzen partilerinden biri olan, bugün cemaatle ve MHP ile işbirliği peşinde olan CHP’den kopamıyor.

Kürt sorunu konusunda ne söylendiğinden daha önemlisi ne yapıldığıdır. BHH, HDP ile ortak bir mücadeleye girebildiği ölçüde, kendi saflarında Kürtlere bir geleceği dikte etmeye yatkın unsurlar da bundan etkilenecek, bir bütün olarak BHH Kürt hareketiyle ve halkıyla daha barışık hale gelecektir. Öyleyse, iki odak diğer sosyalist akımlarla birlikte bir blok oluşturup seçime birlikte girerlerse, bu, Türkiye halklarının mücadelesi açısından büyük bir atılım olur. Kürt hareketinin ve HDP’nin sınıfa, BHH’nin de Kürt halkına yüzünü dönmesinin vesilesi olabilir böyle bir blok.

CHP’den kopun!

Ama bunların gerçekleşmesi için HDP-BHH güç birliğinin CHP’den uzak durması gerekir. BHH kendi içinde zaten bazı CHP milletvekillerine yer vermiştir. Bunlar tekil unsurlar gibi görünse de aslında BHH’nin bazı güçleri tarafından CHP ile dirsek teması korunsun diye bilinçli olarak davet edilmiştir. Yani bunlar CHP’nin BHH içindeki Truva atıdır.  Kürt hareketinin ÖDP’ye, giderek BHH’ye güç birliği önerisi, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş tarafından “güç birliğinde CHP de olmalı” diye karşılanmıştır. Alper Taş’ın bu çıkışı, partimizin Vişnelik toplantılarından beri BHH’ye yaptığı eleştiri ve uyarıların doğru olduğunun kesin kanıtıdır! Partimiz, BHH’nin seçimlerde CHP listelerine eklenme niyetini gördüğü için bu oluşuma katılmamış, bunu da BHH’nin yaptığı davete yazdığı cevabi mektup metninde açıkça ifade etmiştir. Şimdi bunun harfi harfine doğru olduğunu görüyoruz.

CHP’den kopun! CHP’den kopmak “Haziran”ın gereğidir, halk isyanının gereğidir. CHP halk isyanında yoktu. Kılıçdaroğlu Abdullah Gül ve Bülent Arınç’la birlikte Gezi’yi ve halk isyanını yumuşak yöntemlerle çözmeye, dağıtmaya yönelik bir cephe kurdu. Adınıza sadık kalmak istiyorsanız, CHP’den kopun!

CHP’den kopmak işçiyle, emekçiyle, yoksulla birleşmek için önkoşuldur. CHP burjuvazinin moderninin partisidir. Ekonomi politikasını İMF çıkışlı, yeni Kemal Derviş Selin Sayek Böke’ye teslim etmiştir. BHH Türkiye Meclisi’nin kabul etmiş olduğu programınız ise kamulaştırma diyor. Programınızı ciddiye alıyorsanız CHP’den kopun!

CHP’den kopmak ABD’nin de desteklediği yeni siyasi çizgiden, yargı ve polisteki hâkimiyeti ile 10 yıl boyunca gericiliğin baş infaz memuru olan cemaatten, Kürt düşmanı, faşist MHP’den, Ekmeleddin’lerden, Mansur Yavaş’lardan, Mustafa Sarıgül’lerden de kopmak demektir. Tayyip Erdoğan’ın yerine yeni bir gericiliğin getirilmesindense işçi sınıfının, Kürtlerin ve halkın çıkarlarını karşılayabilecek bir yola girilmesi demektir. CHP’den kopun!

Yüzümüzü işçi sınıfına dönmeliyiz!

Türkiye’yi iki isyanın tabanlarının buluşması kurtaracaktır. Ama ancak bir koşulla: Kol emekçilerinin ve kent yoksullarının bugün AKP’yi desteklemekte olan ya da en azından ona karşı harekete geçmemiş olan büyük kesimlerini ondan koparabilmek kaydıyla. Kürt halkının özgürleşmesinde esas ihtiyaç olan, işçi sınıfı ile ittifaktır. Alevilerin yüzlerce yıldır devam eden ezilmesine son verecek olan, işçi sınıfının mücadelelerini yükselterek ülkenin bütün atmosferini değiştirmesidir. İşçi sınıfı ve yoksullar AKP’den kopartılmadan ne Kürt sorunu adil biçimde çözülür, ne laiklik kurtarılabilir, ne Ortadoğu’yu kana bulayacak mezhepçi dış politika durdurulabilir, ne kadınların eve kapatılması ve ikinci sınıf insan haline getirilmesi, ne gençliğin zihninin köleleştirilmesi. Türkiye’nin değişiminin anahtarı işçi sınıfındadır. Yüzümüzü işçi sınıfına çevirmek zorundayız. Dudağımızın ucuyla değil, işçi adaylar göstererek, AKP’nin işçi sınıfına uyguladığı ekonomik mezalime son vermek üzere somut bir programı seçimde kitlelerin önüne getirerek!

Devrimci İşçi Partisi olarak varız!

HDP ile BHH arasında bir seçim ittifakı, CHP’nin dışarıda bırakılması halinde Türkiye’de büyük bir heyecan yaratacaktır. Kitlelerin bir bölümü CHP’nin, ABD emperyalizminin de ardında olduğu yeni çizgisinden, Ekmeleddin-Mansur Yavaş-Mustafa Sarıgül-Hocaefendi-Devlet Bahçeli çizgisinden kopacak ve solun, sosyalizmin, Kürt hareketinin yanına gelecektir.

Biz varız! Devrimci İşçi Partisi olarak varız! İki isyanı birleştirmeye varız! O isyanların gücüyle yüzünü işçi sınıfına dönecek bir seçim ittifakına varız! İşçi sınıfının harekete geçmesiyle üçüncüsü yola çıkacak isyanlarla Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya yeni bir hayat getirmeye varız!

Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüsünde…

Devrimci İşçi Partisi

Merkez Komitesi

18 Ocak 2015