Devrimci Marksizm dergisinin yıllık İngilizce baskısı Revolutionary Marxism 2021 yayınlandı
Lenin’in Ne Yapmalı adlı eserinde ifade ettiği “Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz.” şiarının hakkını vererek, Türkiye ve tüm dünyanın işçi sınıfı mücadelelerine 2006 yılından beri teorik katkılarda bulunan Devrimci Marksizm dergisinin 2017 yılından bu yana Revolutionary Marxism adıyla yayınladığı İngilizce baskılarının sonuncusu yayınlandı.
2021 yılının Aralık ayı, işçi devletlerinin en önemlilerinden biri olan Sovyetler Birliği’nin dağılması ve kapitalizmin yeniden bu coğrafyaya musallat oluşunun 30. yılına denk geldiğinden, Revolutionary Marxism 2021’in ana dosya konusu kapitalist restorasyon olarak belirlendi. Bu dosyada yer alan altı makale, kapitalizmin Sovyet topraklarına geri dönüşünü analiz ediyor. Dosyanın Revolutionary Marxism Yayın Kurulu imzalı ilk yazısı meselenin kuşbakışı bir haritasını sunduktan sonra, bunu, hem Sovyetler Birliği’nin bir işçi devleti olarak inşasına hem de kapitalizmin geri dönüşüne tanıklık etmiş çok önemli bir isim olan Sovyetler Birliği Marksistlerinden Yosif Abramson, Yunanistan’da ömrünü kapitalizm ve emperyalizme karşı mücadeleyle geçirmiş, Yunanistan Devrimci İşçi Partisi’nin önderlerinden Savas Mihail-Matsas ve Devrimci Marksizm yazarlarından Sungur Savran, Armağan Tulunay ve Burak Gürel’in makaleleri izliyor.
Revolutionary Marxism 2021’in ikinci dosyası ise 21. yüzyıl kapitalizminin farklı yönlerden analizine yoğunlaşıyor. Dosyanın ilk makalesinde Sungur Savran 6 Ocak 2021 tarihinde ABD Kongre binasının Trump destekçisi bir güruh tarafından basılmasının anlamını analiz ediyor ve bu olayın Trump’ın yaygın biçimde tanımlandığı şekliyle popülist değil, bir ön-faşist karaktere sahip olduğunun kanıtı olduğunu ve yükselen faşizm tehdidine karşı mücadelede kimlik politikalarının terk edilerek sınıf mücadelesine, teorik planda ise post-modernizm, post-kolonyalizm ve sol liberalizm gibi yaklaşımların terk edilerek Marksizm’e dönüşün gerekli olduğunu vurguluyor. Dosyanın diğer makalelerinde ise Ahmet Tonak dijital sektörün artık değer üretip üretmediğini sorgularken, Ertuğrul Oruç pandemi sürecini analiz ettiği makalesinde kapitalist dünyanın pandemi ile mücadelede başarısız olduğu, bulduğu aşıyı bile etkin bir biçimde uygulamaktan aciz olduğu tespitini yaparak, pandeminin üstesinden gelinmesinin yolunun dünya çapında kâr değil ihtiyaçlar temelinde planlamaya izin veren bir sosyalist sistem olduğunu vurguluyor. Dosyanın son yazısındaysa İranlı Marksist Nima Saburi, İran petrol ve doğalgaz sektöründe 2021’de meydana gelen grevlerin analizini yapıyor.
Derginin bu sayısının üçüncü dosyası, Marksizmin mirası başlığını taşıyor. Engels, Lenin ve Luxemburg üzerine makalelerden oluşan dosyanın ilk yazısında Savas Mihail-Matsas Engels’in Doğa’nın Diyalektiği adlı eserini pandemi bağlamında analiz ederken, Volkan Sakarya, Engels’in Marksizmi ele alışının reformizm ve Stalinizme kapı araladığı iddialarına karşılık vererek Engels’in savunusuna girişiyor. Özgür Öztürk ise Lenin üzerine Lars Lih, Alan Shandro ve Tamás Krausz’un dört kitabını bir arada değerlendirerek bunların Lenin’in analizine farklı açılardan katkı yapan önemli eserler olduğunu vurguluyor.
Bu dosyanın ve sayının son iki makalesi Rosa Luxemburg’a dair iki çalışmadan oluşuyor. Matsas, bu sayıdaki üçüncü makalesinde 1905 devrimi konusunda Rosa ve Trotskiy’in aralarındaki koşutluğa dikkat çekerken, Savran ise Leningrad’daki bir konferansta yapmış olduğu konuşmasının dökümü olan yazısında Luxemburg’un 1917 devriminin eleştirilmesinde kullanılarak suistimal edilmesine karşı mücadele ediyor ve 1918 yılında Rosa tarafından hapishanede tutulduğu sırada yazılan ve bu suistimale dayanak yapılan broşürün Rosa’nın gerçek görüşlerini yansıtmadığını kanıtlarıyla ortaya koyuyor.
Revolutionary Marxism, Devrimci İşçi Partisi’nin yürüttüğü enternasyonalist pratiğin teorik alandaki yansıması olmayı sürdürecek.
Revolutionary Marxism dergisini pdf formatında buradan indirip okuyabilirsiniz.