Sosyo-ekonomik mutasyon şart!
Bazen gerçekleri en çiğ haliyle, süslemeden, işin edebiyatına kaçmadan haykırmak gerekiyor. Eğer işçi sınıfı kendi gücüne güvenip dünyanın gidişatına el koymazsa, en azından en hassas alanlardaki üretim araçlarını kamulaştırıp planlanmış bir ekonomi kurmazsa, felaket kapımızda. İnsanlık uçurumun kenarında. İklim değişikliği bunu gösteriyor, dünya çapında yükselen faşizm tehlikesi bunu gösteriyor, yeni bir dünya savaşı tehdidi bunu gösteriyor. Hepsinin ardında kapitalizmin piyasa kumarhanesinde her şeyi kâr hırsına bağlayan ekonomik yapısının artık teklemesi yatıyor.
Koronavirüs badiresinin insanlığı getirdiği nokta da bunu gösteriyor. Onun ardında da kapitalist ekonomi sisteminin akıl dışı doğası var. Bakın bundan tam bir yıl önce, 16 Aralık 2020 tarihinde Devrimci İşçi Partisi’nin öncülüğünde bölgemizin 11 Marksist parti ve örgütü yayınladıkları bildiride ne demişler?
“Bilim bu korkunç salgın karşısında insan hayatının korunması için çözüm buldu. Kapitalist üretim ilişkilerinin, insan aklının keşiflerinin ve insan hayatının kurtarılmasının önünde durmasına izin vermeyelim! Hastalığın kökünün kurutulmasını yıllar boyunca engelleyecek olan şey tekelci kâr hırsı olacaktır. İlaç devleri kamulaştırılsın! Halk için anlaşılmaz olsun diye "fikrî mülkiyet hakları" olarak adlandırılan ve aslında bu tekellerin halkı yağmalama ve yaşam hakkından mahrum bırakma olanağı anlamına gelen şey yok edilsin! Tüm dünya nüfusuna aşı sağlamak için tüm kaynaklar seferber edilsin!”
Demek ki aşının ilk uygulandığı an olan Aralık 2020’de “Perşembenin gelişi çarşambadan belli” imiş! Bundan sadece iki ay sonra gazetemizin Şubat sayısındaki yazımızda yeni bir unsura işaret ederek tehlikeyi şöyle anlattık:
“Afrika’da bugüne kadar kaç kişi aşı oldu dersiniz? Toplam 25! Yazıyla yirmi beş! Bu, sonunda bir intikam olarak virüsün zengin ülke insanlarına geri dönmesi demek. Herkes kurtulmadıkça kimse kurtulamaz virüsten bu bütünleşmiş 21. yüzyıl dünyasında. Üstelik, çözüm geciktikçe yeni “varyant”lar çıkıyor: “İngiliz varyantı”, “Güney Afrika varyantı” derken aşının etki yapamayacağı başka “varyantlar” gelecek. Virüs kendini korumak için biyolojik mutasyon geçiriyor. İnsanlığın kendini koruması için sosyo-ekonomik mutasyon yaşaması şart!”
Haziran ayında Hindistan’da ölülerin nehirlere atılmasına yol açacak kadar korkunç bir salgın yaşanınca bu doğrulandı ve Delta varyantı dünyaya dehşet saçtı. Ama kuzey yarıküre yaza giriyordu. 24 Haziran’daki yazımızda yine uyardık: Yaz mevsimi, “bizde, Avrupa’da, Amerika’da, bütün kuzey yarıkürede virüsü temizler! Sonra kış gelince ver elini Delta varyantı, Epsilon varyantı, Zeta varyantı!” Yanılmışız! Yeni varyantın adı Omicronmuş!
Nasıl? Afrika’da nüfusun sadece yüzde 8’i aşılı olunca orada patlak veren salgında üreyen yeni varyant gelip zengin ve bizim gibi orta halli ülkeleri vuruyor muymuş? “Perşembenin gelişi” bir kez daha belli miymiş?
Armağan Tulun yoldaşımız geçen ay Omicron ortaya çıkar çıkmaz bu sayfalarda yazdı. Afrika’yı aşısız bıraktınız, dünyanın en çok aşı uygulamış Hollanda’sı felaket yaşıyor, alın size dedi. Şimdi Omicron bize geldi. Artık hepimiz nasıl bir fırtına yaşandığını biliyoruz.
Sakın “bunu da atlatırız” demeyin! Şimdi önümüzde daha yaşanmamış esas büyük tehlike yatıyor: Omikron Delta’dan belki de 70 kat hızlı yayılıyor ama onun kadar ölümcül değil daha hafif geçiyor. Delta ağır etki bırakıyordu ama yavaş yayılıyordu. Bu hızlı yayılıyor ama hafif. Esas büyük tehlike hâlâ önümüzde: Gelecekteki varyantın hem hızlı yayılan hem de kırıp geçiren bir varyant olmayacağını kim garanti eder? Üstelik Omicron şimdiden aşı duvarını tehdit ediyor. Ya aşılar yarın çıkacak varyanta karşı bütünüyle etkisiz olursa? Bu çifte tehlike insanlığı silip süpürür! Omicron belki de doğanın insanlığa son uyarısıdır.
İşçiler! Tablo açık değil mi? Bu salgın bir “doğal afet” değil. Kapitalizmin yarattığı bir felaket! Öyleyse kendimizi, çocuklarımızı ve insanlığı korumak için iş başa düşüyor. İlk sağlık tedbiri, maske-mesafe-temizlik olabilir. İkincisi kapitalizmi devirmek!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2022 tarihli 148. sayısında yayınlanmıştır.