MESS’in savaş ilânı kabulümüzdür

Levent köşe

MESS grup sözleşmesinin 4. Oturumunda patronlar niyetlerini açıkça belli etmiş bulunuyorlar. 3 yıllık sözleşme dayatmasına, kazanılmış hakları geriye götüren maddeleri de ekleyerek açıkça metal işçisine savaş ilân ettiler. Artık ücret zammı ile ilgili görüşmeleri beklemeye gerek yoktur. Patronlar, dayatmalarının kabul görmeyeceğini biliyorlar ve işin önce uyuşmazlığa sonra da greve gideceğinin farkındalar. Siyasi iktidara güveniyorlar. Erdoğan’ın onları kırmayacağına, olası bir grevi bir kez daha erteleyeceğine (yasaklayacağına) eminler. Sendikalara “ya dayatmalarımızı kabul edin ya da sürecin sonunda Yüksek Hakem Kurulu zaten bizim doğrultumuzda karar verecek” diyorlar. Daha önceki grev yasaklarının ardından YHK’nın verdiği kararları ve son olarak sektörde grev yasağı olan Tüpraş’ta YHK’nın bağladığı sözleşmeyi örnek gösterecekler.

Ancak unutuyorlar. Köprünün altından çok sular aktı. Mesela 2015 MESS grevleri yasaklandıktan sonra Birleşik Metal-İş sendikasının açtığı davada, Anayasa Mahkemesi (AYM) 2018 yılında bu grev yasağının “sendika hakkı ihlâli” olduğuna ve sendikaya 50 bin lira tazminat verilmesine hükmetti. Daha önce Kristal-İş’in açmış olduğu davada da AYM 2015 yılında aynı doğrultuda karar vermişti. Bu iki kararla birlikte AYM’nin grev yasaklarına ilişkin yerleşik bir içtihadı oluşmuş bulunuyor. Bu, hükümetin yeniden grevi yasaklamasını engellemiyor. 50 bin liralık tazminatın ise caydırıcı olmak bir yana teşvik edici bile olduğu söylenebilir. Ama esas caydırıcı olacak olan bu kararlarla haklılığını ve meşruiyetini, yasal olarak da perçinlemiş olan metal işçilerinin vereceği cevaptır.

Sendikalarda da yeni bir rüzgâr esiyor. 2015 yılının fiili grevlerinin etkisi bitmiş değil. Türk Metal tabanı özellikle Renault gibi o dönem öne çıkmış fabrikalarda, sendika toplantılarında “grev yasağı olsa bile üretim yapmayız” demek zorunda kalan Pevrul Kavlak’tan sözünü tutmasını bekleyecektir. Tüpraş, patronların lehine işçilerin aleyhine kötü bir örnek oldu. Ama Petrol-İş’te işçi ilk kongrede hesabı kesti, bu ihanet sözleşmesine imza atanların yerinde yeller esiyor şimdi. Metal işçisinin lokomotifi olmuş Birleşik Metal-İş’te de rüzgar mücadeleden yana esiyor. 2015 grev yasaklarına karşı direnişin merkezinde olan Gebze şubesinde patronları üzen, işçileri sevindiren bir sonuç alındı. İşgal, grev, direniş diyen mücadeleci işçiler sendika yönetiminde! Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu genel kurul kürsülerinde AYM kararını işaret ederek “grev yasağınızı tanımayacağız” diye haykırıyor! Metal işçisi coşkulu alkış ve sloganlarla hazırız mesajı veriyor!

Şimdi tüm metal işçilerini fabrika fabrika MESS patronlarıyla kaçınılmaz olan hesaplaşmaya hazırlamak gerekiyor. 2015’in deneyim ve kazanımlarını, AYM kararlarını ve grev hakkını grevle savunmanın haklı ve meşru olduğu kadar yasal da olduğunu bilmeyen metal işçisi kalmamalı. Dahası metal işçileri Kavel grevinin tarihsel ve güncel anlamını kavramalıdır. Birleşik Metal-İş saflarında eğitimlerde anlatılan Kavel grevi artık şanlı tarihimizin gururla andığımız bir yaprağı olmanın ötesindedir. Türkiye işçi sınıfının grev hakkını grev yaparak kazanan öncü müfrezesi Kavel işçilerinin grevi, tam da bugün yapılması gerekeni göstermektedir. 1961’de aynı bugün gibi anayasada olan grev hakkı, yasal düzenlemeye kavuşmamıştı. Bu yüzden Kavel grevi yasa dışı ilân edildi. Ama grev hakkını grev yaparak ve tüm baskılara karşı direnerek kazanan Kavel işçileri, anayasal hakkının yasalara da işlenmesini sağladı.

Bugün grev yasağı AYM kararlarına göre yasa dışıdır. Ama sadece buna güvenilemez. Çünkü hükümet (yeni anayasa ile artık Cumhurbaşkanı) grevi yine yasaklar, süreç yine YHK’ya gider ve iş işten geçtikten sonra yeni bir mahkeme kararı çıkartmanın, bir tane daha 50 bin liralık tazminat almanın hiçbir anlamı yoktur. Yani yeni Kavelleri yaratmaktan başka yol yoktur. 2015’te, aslında Türk Metal üyesi olsun Birleşik Metal üyesi olsun tüm metal işçileri bu yola girmiş ama yarı yolda durmuştur. Şimdi yarım kalan işi tamamlamanın zamanıdır! Kolları sıvayalım!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2019 tarihli 123. sayısında yayınlanmıştır.