Zonguldak TEKEL İşçileriyle Buluştu (28-03-2010)
Panel , grizu faciasında hayatını kaybeden maden işçileri ve TEKEL Direnişi'nde trafik kazasında ölen Hamdullah UYSAL için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.Saygı duruşunun ardından Tekel direniş çadırlarındaki fotoğraflardan oluşan slayt gösterisiyle devam edildi.Slayt gösterisi sırasında direniş sürecinde bulunanlar o anları tekrardan yaşadılar özellikle işçiler duygulu anlar yaşadı.Slayt gösterisi bittikten sonra Genç-Sen temsilcisinin açılış konuşmasıyla söyleşi başladı.Özellikle ekonomik kriz ve bunun sonuçlarına değinen Genç-Sen temsilcisi öğrencilerin geleceksizlikle karşı karşıya olduğunu ve de diplomalarıyla işsiz kalmamaları için,kendi onurlu geleceklerini kazanmaları için sistemin öğrencilere dayattığı koşulları asla kabul etmeyerek mücadele etmeleri gerektiğini Tekel direnişine destek verilmesi gerektiğini ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN şiarının bu noktada önemli olduğunu vurguladı.
Genç-Sen temsilcisinden sonra konuşan DİP Girişimi temsilcisi, Tekel direnişinde yaşananları, deneyimlerini kısaca anlattıktan sonra, 1 Nisan ‘da, 17 Ocak mitingi coşkusunun olmasının gerekliliğinden bahsetti. 1 Nisan'ı, 1 Mayıs'a taşımak ve de 26 Mayıs için alınan genel grev kararının tam anlamıyla uygulanabilmesi için işçilerin kendi mücadelesinde daha fazla söz sahibi olmaları gerektiğini ve bu mücadelenin sadece Tekel değil direnişte olan diğer işçilerin de ortak mücadeleleri olması gerektiğini vurguladı. Maden kenti Zonguldak'ın da bu noktada geçmişi şanlı direnişlerle dolu olan madencilerin de mücadeleye dahil olması gerektiğinden bahsetti. Son olarak da 80 öncesi ve de 80 sonrası gençliğin nasıl değişim geçirdiği ve bu aşamada öğrencilerin neler yapması gerektiğine değinen DİP Girişimi temsilcisi konuşmasını emekten yana olan herkesin öğrenci, işçi, memur Tek El olması gerektiğini vurgulayarak bitirdi.
Daha sonra Manisa'daki fabrikada çalışmış olan 17 yıllık Tekel işçisi Arzu Güneş konuşma yaptı. Güneş mücadelelerinin 4/C' ye tepki olarak başladığını ve de Abdi İpekçi Parkı'nda yaşananları anlattı. Mustafa Kumlu'nun direniş boyunca neler yaptığından bahseden Güneş, başbakanın ve Mustafa Kumlu‘nun mücadeleye aynı gözle baktığına, sendikaları Tek Gıda-İş‘in yetersiz kaldığına ve alınan kararların eksik ve sonuca ulaştırıcı olmadığına değindi.
Güneş‘in konuşmasından sonra İzmir ve İstanbul fabrikalarında çalışmış olan 22 yıllık Tekel işçisi Sezai Kuş konuşmasına başladı. Kuş konuşmasına direniş boyunca kendilerine destek veren herkese teşekkür ederek başladı. Özellikle "Komünist çocuklara teşekkür ediyorum" diyen Kuş, kendilerini tam anlamıyla beş sendika ve konfederasyonun desteklediğini öteki sendikaların ise hükümetin sözcülüğünü yaptığını söyledi. Direnişe başlama süreci ve ondan sonra yaşananlara da kısaca değinen Kuş, 60'lı yıllarda yaşananların, 1980 darbesinin, 89 Bahar eylemliliklerinin ve 91‘deki madenci yürüyüşünün işçi sınıfının birikimi olduğunu ve Tekel direnişinde de bu birikimlerin hayat bulduğunu bundan sonra işçilerin susmayacağını belirtti. Kuş işçilerin, gerçek anlamda işçiyi kucaklayabilen bir işçi partisinin özlemini çektiğini ve bunun gerekli olduğunu söyledi. Yaşanan ekonomik krizi de işçilerin, emekçilerin yaratmadığını, sömürü sistemini yönetenlerin yarattığını ve de bunların sonucu olarak özelleştirmelerin arttığını, örgütlülüğü de yok etmeye yönelik olarak yasaların düzenlendiğini söyledi. Mevcut hükümet ve muhalefet partilerinin emekçilerin sorunlarına çözüm üretemediklerini, emek cephesi kurulmasını mücadeleyi birleştirmek, ortaklaştırmak gerektiğini vurguladı. Konuşması sırasında direniş çadırlarında yaşananlara da sık sık değinen Kuş, transseksüellerin yardımları sırasında çok duygulandığını, toplum nezdinde dışlanan o insanların bile yardım ettiğini fakat vatanperverlik namına bir sürü nara atanların ise varlık içinde olduğunu oradaki direnişe de hiçbir katkıda bulunmadığını söyledi. Sendikaların görevlerini yerine getirmediğini işçilerin daha önce eğitilmiş olsaydı durumun bu hale gelmeyeceğini, kendi sendikalarının da Tekel işçisini sattığını da söyleyen Kuş, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Ne istiyoruz? - İş.
Ne istiyoruz? - Fabrika.
Ne istiyoruz? - Özlük hakkıyla çalışmak.
Ne istiyoruz? - İnsanca çalışma ve yaşam.Ölmek var , dönmek yok."
Konuşmalar bittikten sonra soru - cevap bölümüne geçildi. İşçilere 1 Nisan'da ne planladıkları soruldu. İşçiler de eğer destek görürlerse Ankara'ya yerleşmeye gideceklerini söylediler. Panele katılan bir maden işçisinin özel bir işletmede müdürlük yapmış bir mühendise de, ocaklarda güvenlik tedbirlerinin alınmadığını, maaşların eksik veya geç ödendiğini haykırarak söylemesi de madenlerde yaşanan faciaların sebeplerinin de açık açık ortaya serilmesi açısından önemliydi.
Son olarak da Tekel işçilerinden, maden işçilerine mücadelelerine destek ve ortak olmaları çağrısı yapıldı ve panel son buldu.