Okmeydanı'nda İMF karşıtı panel (27-09-2009)
Panelde ilk olarak söz alan Ahmet Öncü, İMF'nin ortaya çıkış koşullarını anlattı. ABD emperyalizmi tarafından doların etkisinin dünya çapında arttırılmasıyla, azgelişmiş ülkeleri denetleyecek bir "çoban köpeği"ne ihtiyaç duyulduğunu belirten Öncü, bu çoban köpeğinin İMF olduğunu söyledi. Öncü, azgelişmiş ülke ekonomilerinin emperyalistler adına dikensiz gül bahçesine dönüştürülmesi için çabalayan İMF'ye karşı ancak sınıf mücadelesinin başarıya ulaşabileceğini belirtti. Ahmet Öncü'den sonra söz alarak, İMF'nin Türkiye macerasına değinen Kurtar Tanyılmaz, 1980 sonrası Türkiye kapitalizminin dünya ekonomisiyle entegrasyon girişiminin tökezlemelerle dolu olduğunu ifade etti. O günden bugüne Türkiye ekonomisinin 94,98 ve 2001 olmak üzere üç kriz geçirdiğini aktaran Tanyılmaz, "Türkiye mevcut uluslararası krizden en çok etkilenen 3 ülke içerisinde yer alıyor. 60 milyar dolar kadar cari açık, çok yüksek oranlarda iç borç ve işsizlik var." dedi. Bu durumun Türkiye'nin tuzağa düşürülmesi gibi algılanmasının yanlış olduğunu işaret eden Tanyılmaz, bunun Türkiye burjuvazisinin bir tercihi olduğunu söyledi. Tanyılmaz, Türkiye'deki krizin sorumlusu İMF'dir gibi bir anlayışın ve bu anlayışın ürettiği "Kahrolsun imf tam bağımsız Türkiye" sloganının, Türkiye burjuvazisinin rolünü gizlediğini, burjuvazi içinden ilerici odaklar aramak gibi bir yanlışa neden olabileceğini belirterek, İMF'ye ve krize karşı devrimcilerin sloganının "Krizin Faturası Patronlara" ve "Dış Borçlar İptal Edilsin" olması gerektiğini söyledi. İMF'yi kılavuz gemi olarak betimleyen Tanyılmaz, İMF'nin kılavuzluk ettiği geminin kaptanlarının ise islamcısıyla, laiğiyle burjuvazi olduğunu vurguladı.
Eğitim-Sen yöneticisi Gaye Akpolat sunumunda kamu emekçilerinin İMF politikalarından nasıl etkilendiklerini anlattı. İMF'nin eğitimin ve sağlığın piyasalaştırılmasında etkin olarak rol aldığına dikkat çeken Akpolat, eğitimin piyasalaşmasının kamu emekçilerinin iş güvencelerini yitirmelerine neden olduğunu, ayrıca emekçilerin çocukları için eğitimin gün geçtikçe daha zor ulaşılan bir meta haline geldiğini söyledi. İMF'nin Türkiye'nin kamu harcamalarında ideolojik bir dengesizlik yarattığını ifade eden Akpolat, "devlet, eğitim, sağlık gibi sosyal harcamaları günden güne kısarken, burjuvaziyi teşvik amaçlı ayırdığı kaynağı büyütmektedir" dedi.
Panelde son olarak söz alan Sungur Savran konuşmasında İMF'nin ideolojik işlevi ve solun İMF'ye karşı yanlış tutumundan söz etti. İMF'nin azgelişmiş ülke ekonomilerini yönetirken ekonomik yetkinlikten değil emperyalist iradeden beslendiğini anlatan Savran "İMF bütün dünyanın 'Duyun-u Umumiye'sidir" dedi. Bugün solun büyük bölümünün İMF'nin yerini yanlış anladığına dikkat çeken Savran, "İMF burjuvazinin işçi sınıfını bastırmak için kullandığı sopasıdır" dedi. Emperyalistler ile ordunun ve devletin ilişkisini iyi kavrayamadan İMF'ye karşı çıkanların, Ermeni ve Kürt düşmanlığından, darbe destekçiliğine kadar geniş bir alana savrulacağını savunan Savran, çözümün emperyalistlerden ve burjuvaziden bağımsız sınıf politikasında olduğunu dile getirdi.
Soru cevap bölümüyle devam eden panel, İMF'ye karşı sokaklarda buluşmak üzere sona erdirildi.