25 Kasım etkinliklerine polis engeli (26-11-2008)
Akşam düzenlenecek olan kadın yürüyüşü ise, yine engellemelere sahne oldu. Kadına yönelik şiddeti durdurmak ve seslerini duyurmak isteyen, çeşitli kadın örgütlerinden, siyasi partilerden ve sendikalardan gelen kadınlar, Taksim tramvay durağında polis barikatıyla karşılaştı. Senelerdir 25 Kasım’larda 8 Mart’larda aynı güzergahta yürüyüş düzenleyen kadınlar, polisin bu tutumunu protesto ederek barikatı zorladılar. “Kadınlara değil, tacizciye barikat!”, “Erkek vuruyor, devlet koruyor!”, “Tecavüzcü polis hesap verecek!” sloganlarıyla bir buçuk saat kadar direnen beş yüzü aşkın kadın, ses aracının eylem yerine ulaşmasıyla Taksim Meydanı’nı, miting alanına çevirdi.
Devletin erkek şiddeti ile bu aleni dayanışması ve yürüyüşü engellemeyi hedefleyen tutumu, direnişteki DESA işçileriyle dayanışma için yapılmak istenen yürüyüşün engellenmesi, Eğitim-Sen üyelerinin de İstiklal Caddesi’nde yürüyüşünün engellenmeye çalışılması ve yürüyüşün ardından (esnaf görünümlü) sivil polisler ve yardakçılarının “Taksim’de eylem yapılmasını istemiyoruz!” dövizleriyle Taksim Meydanı’na çıkması, burjuvazinin kriz döneminde sokakta tek bir sese bile tahammülünün olmayacağının kanıtı. Son günlerde Hüseyin Üzmez olayı ve 25 Kasım yürüyüşü ile somutlaşan erkek egemenliği/ kapitalizm dayanışmasına ve bu sistemlerin kendisine, emekçilerin her geçen gün daha da yoksullaşmasına, işten çıkarılmasına karşı sesimizi duyurmak için inatla ve dirençle sokağa çıkmalı ve gücümüzü göstermeliyiz.
Kahrolsun erkek egemen kapitalist sistem!
Yaşasın kadın dayanışması!
Erkek egemenliğine ve kapitalizme karşı emekçi kadınlar en öne!