Devrimci İşçi Partisi Girişimi 1 Mayıs'ta alanlardaydı! (DİP Girişimi - 03-05-2008)
İstanbul
İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarına Taksim’in işçilere, emekçilere kapatılmasından dolayı devlet terörü damgasını vurdu. Öncesinde yapılan bir dizi toplantının ardından son noktada başta planlanan üç konfederasyonun üç ayrı koldan Taksim’e giriş planı iptal edilerek tek buluşma yeri DİSK Genel Merkezi olarak belirlenince yüzlerce insan geceyi genel merkez binasında sabahlayarak geçirdi.
{mosimage} Polisin gün boyu hiçbir biçimde kitleyi toplatmayacağı ilk müdahalenin daha gün yeni ağardığı sırada, saat 6 sularında gerçekleşmesi ile ortaya çıktı. DİSK binasının önünde bekleyen kalabalığa polis tazyikli su ve gaz ile müdahale etti. Esas toplanma saati olan 10:00’a kadar bina önünde sonrasında tekrar tekrar toplanarak bekleyişe geçen kitleye polis her fırsatta defalarca müdahale ederek binanın içine dahi gaz atıp, tazyikli su sıktı. Bu sırada DİSK binasının çevresini de tam anlamıyla abluka altına alarak Şişli, Mecidiyeköy yönünden yürüyüşe geçmeye çalışan gruplara da sert bir şekilde panzerler ve çevik kuvvet polisleri ile müdahale edildi. Yapılan tüm pazarlıkların sonuçsuz kalması neticesinde DISK Genel Merkezi binasının çıkışında bir basın açıklaması yapan DİSK başkanı Süleyman Çelebi ile KESK başkanı İsmail Hakkı Tombul polisin orantısız güç kullandığını söyleyerek devlet terörünü kınadı, Taksim’in işçilere kapatılmasını protesto ederek eylemin sona erdiğini açıkladı.
Bu sırada çevrede de başka öbekler toplanma çabalarını sürdürüyorlardı. DİSK’in önündeki eylemin bitirilmesinin ardından konfederasyon başkanları AGOS önünde toplanan kitlenin yanına giderek orada da bir basın açıklaması yaptılar. Gün Taksim’e çıkan ara sokaklarda, mahallelerde çatışmalar ve polisin saldırısı devam etti. Polisin müdahaleleri sırasında çok sayıda insan gözaltına alınırken, yüzlerce insan da hiçbir kayıt tutulmadan hukuksuzca gözaltına alınarak minibüslerde saatlerce tutulup, polisin şiddetine maruz kaldı.
Devrimci İşçi Partisi Girişimi de bu 1 Mayıs’ta, DİSK binasında, Şişli sokaklarında, AGOS önünde Taksim’i emekçilere kapatan polis barikatları karşısında işçilerle omuz omuza mücadele etmiş, en ön saflarda yerini almıştır.
>>İstanbul'da DİP-G militanına polis saldırısı
İzmir
{mosimage} İzmir'de 1 Mayıs işçi ve emekçilerin uluslararası dayanışma ve mücadele günü on binlerce emekçinin meydanlara çıkması ile kutlandı. Gündoğdu meydanındaki mitinge üç ayrı koldan girildi. Devrimci Işçi Partisi Izmir Girişimi Sümerbank önünde toplanıp KESK'in ardından alana girdi. Mitingde özellikle Taksim’de polisin işçilere saldırması sloganlarla sürekli olarak protesto edildi. Geçen sene olduğu gibi bu sene de DISK 1 Mayıs kutlamalarına alanda katılmadı. Ancak Genel-Iş üyesi bazı işçiler sendikanın engellemesine rağmen alandaydı. Bu yılki 1 Mayıs’a DTP'nin milletvekilleri ile ve kalabalık bir biçimde katılması işçi ve emekçilerin mücadelesine Kürt halkının desteği açısından oldukça önemli bir gelişmeydi. DIP İzmir Girişimi olarak bizler 1 Mayıs mitingi öncesinde saatlerinde toplanma yerinde açtığımız parti standı ile Konak Meydanı’nda bulunan işçi ve emekçilerin bayramını kutlayarak 1 Mayıs’a başladık. Oldukça ilgi çeken ve işçi emekçiler tarafından sahiplenilen standın ardından saat 14:00’te KESK ile birlikte yürüyüşe başladık. Oldukça coşkulu olan DİP İzmir Girişimi kortejinden "yaşasın sosyalist dünya devrimi","yaşasın VI. Enternasyonal" sloganları atıldı.
Adana
{mosimage} Adana’da 1 Mayıs kutlaması her yıl olduğu gibi bu yıl da Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu önünden yürüyüşle başladı. Saat 16.00’da başlayan yürüyüşte bu yıl güzergâh yolunun her iki tarafı da kapatıldı. Bir kortejin en önünde DISK, diğerinde Türk – Iş pankartı vardı. Yürüyüş sırasında polis yaklaşık 200 kişilik DTP kortejine tacizde bulunsa da, DTP’liler provokasyona gelmediler.
Alanda ise coşku hâkimdi. Biz de Devrimci İşçi Partisi Girişimi olarak “Kördüğümü İşçilerin Kılıcı Kesecek” yazılı pankartımız ve sloganlarımızla alandaydık. Enternasyonal marşı eşliğinde yapılan saygı duruşunun ardından, tertip komitesi adına hazırlanan metni Tekel direnişinde bulunan bir kadın işçi okudu. Çekilen halayların ardından mitingin sona erdiği duyuruldu.
Grupların çok büyük bir bölümü alandan ayrılmışken, çıkış kapısında Halkevleri ile polis arasında bir çatışma başladı. Eylemin başından beri böyle bir fırsat kollayan polis bir süre sonra eylem alanından hayli uzaklaşmış ve şehir merkezine doğru dağınık biçimde yürüyen gruplara da sert bir biçimde saldırdı. Insanlar yerlerde sürüklendi. Kolu kırılan, burnu kırılan, başı yarılan çok sayıda yaralının içinde bulunduğu 48 kişi gözaltına alındı. On bin civarında kişinin katıldığı Adana’daki coşkulu mitinge de son anda yaşanan bu devlet terörü damgasını vurmuş oldu.
Antalya
{mosimage} Antalya işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ı coşkuyla kutladı. Öncelikle saat 12.30’da Kışlahan Otel’in önünde toplanan bir grup, 1 Mayıs tertip komitesinin düzenlediği basın açıklamasına katılarak Taksim’de yaşanan devlet terörünü protesto etti. Ardından saat 16.00’da Güllük eski Köy Hizmetleri binasının yanında başlayan yürüyüş, 19.00’da alanda gerçekleştirilen etkinliklerin ardından sona erdi. 1 Mayıs kutlamalarına, beklendiği üzere geçtiğimiz yıllara oranla çok daha fazla kişinin katıldığı görüldü. Yaklaşık 7.000 kişinin katıldığı mitingde, Antalya DIP Girişimi de 25 kişilik korteji ile yerini aldı. Bu yılki 1 Mayıs, Antalya DIP Girişimi’nin ilk kez katılıyor olması açısından devrimci Marksistler için ayrı bir öneme sahipti.
Ankara
İstanbul yetmedi, Ankara'da da saldırdılar
{mosimage}İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, Ankara'da sendikaların yanı sıra birçok meslek örgütü, siyasi çevre ve partinin saat 14:00'te Ulus'ta Opera önünde toplanmasıyla başladı. Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarına izin vermeyip emekçilere devlet terörü uygulayan polis Ankara 1 Mayıs'ını da provoke etti. Son yıllara göre özellikle sendikaların ve gençliğin katılımının yüksek olduğu miting başlamadan Halkevleri ve ÖDP kortejleri alana girerken polisin tavrı nedeniyle sorunlar yaşandı. Polisin Taksim'deki ve alandaki tavrına cevaben ÖDP'liler üst araması yapılmasına karşı çıktılar. Polisin karşılığı ise hem alana hem de alana henüz girmemiş kitleye gaz bombaları yağdırmak oldu.
Tüm kortejlerin alana girmesinin ardından miting mücadele şehitleri için saygı duruşu ile başladı, müzik dinletisi ve halaylar ile devam etti. DIP Girişimi olarak biz de ‘Kördüğümü İşçinin Kılıcı Kesecek' pankartıyla yürüyüşte yerimizi aldık. Türkiye ve dünya gündemine dair sloganlarımızı haykırdık. Özellikle
Susurluk'ta bayram, Yörsan'da direniş
Bilindiği gibi Tek-Gıda İş sendikasına üye oldukları ve fabrikada sendikal örgütlenme yaptıkları için işten atılan Yörsan A.Ş’nin 485 işçisi , direnişlerinin 148. günündeler. Türk-İş, DISK, KESK ve TMMOB ortak bir karar alarak , Balıkesir’de 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarının, sendikalı oldukları gerekçesiyle işlerine son verilen Yörsan işçilerinin bulunduğu Susurluk’ta yapılacağını açıklamışlardı.
1 Mayıs Susurluk’ta; “Susurluk’ta Bayram , Yörsan’da Direniş” şiarı ile Yörsan İşçileri , kapatılması kararı alınan Susurluk Şeker Fabrikası işçileri (Şeker-İş ), onların çoğu türbanlı olan eşleri, çocukları ve yine çoğu “hacı” olan anne –babaları , akraba ve komşuları, Türk-İş, DISK ve KESK’e bağlı muhtelif sendikaların Balıkesir, Bursa, Karacabey şubelerine mensup emekçiler ile çeşitli siyasi partilerin Balıkesir il ve ilçe teşkilatları, “Kazdağı altından değerlidir” diyen Körfez’in Bekçileri’nin yanı sıra temsili düzeyde katılan Devrimci İşçi Partisi Girişimi tarafından coşkuyla kutlandı.
Konuşmaların kısa tutulduğu, emekçilerin şarkılar, halaylar ve türkülerle coştuğu ender mitinglerden biriydi Susurluk 1 Mayıs mitingi. Verilen ortak mesaj şuydu : “Birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayısta Susurluk meydanında buluştuk. Özgürlüklerin kısıtlanmadığı bir ülke için, insanca yaşamaya yeterli gelir için, eşit, parasız sağlık hizmeti için, sendika üyesi olunca kapı önüne koyulan Yörsan işçileri için, enerji ve suyun özelleştirilmemesi için, IMF ve Dünya Bankası’na hayır demek için Susurluk’ta toplandık. Yörsan işçilerinin mücadelesi ve Susurluk şeker fabrikalarının kapatılmaması için Susurluk’tayız.” İşçiler alana geldiklerinde, Yörsan ve Şeker Fabrikası işçilerinin alanda bekleyen “hacı” anne ve babaları, türbanlı eşleri, çocukları, yakınları ve komşularının “Ayaklar baş olmaya geldi!” sloganı ile ve coşkulu alkışlarla karşılandılar. Yakınların bazıları gözyaşları içindeydi. Çalışanların rahat katılması ve şehir dışından gelenlerin dahil olabilmesi için miting yürüyüşü saat 16.00’da başlatıldı. 17.00’de alana girilmesi ile başlayan şenlik neredeyse iki saat devam etti. Giderek katılım arttı ve 800-900 kişi alabilecek kapasitede küçük bir meydan olan Susurluk Meydanı yaklaşık 2500 kişiyi ağırladı.
İstanbul’da işçi ve emekçilere yaşatılan zulüm haberleri alandan anons edildiğinde halk ve işçiler hükümeti ıslıklarla yuhalamalarla protesto etti. Şeker-Iş şapkalı yaşlı bir amcanın, alanın etrafını çembere almış olan polislere “Evladım, neden bu kadar kalabalık geldiniz, aramızda düşman mı var? Yoksa harp mi çıktı?” diye seslenmesi üzerine katılımcılar hükümete yönelik uyarı sloganları ile birlik ve dayanışma sloganlarını defalarca tekrarlayıp iyice coştular. Bu soru, ülkenin egemenlerinin ve iş başındaki hükümetin işçilere ve emekçilere karşı düşmanca tavrını, halkın da bu tavrı iyi anlayıp onaylamadığını çok iyi özetliyordu.
Kısacası Susurluk 1 Mayısı, işçilerin direnişlerini ve meramlarını Susurluk halkına doğrudan ve iyi anlatabilmeleri sonucunda katılımın ve coşkunun bol olduğu bir halk şölenine dönüştü. Yıllardır, ülkenin herkesçe malum “çetecilerinin” başına gelen bir trafik kazası ile anılan ve kontrgerillanın takma adı haline gelen Susurluk, işçilerin mücadelesi büyüyüp yükseldikçe ve güçlendikçe bu tür coşkulu mitinglerle anılmaya aday bir ilçe artık.