Üniversitelerde Mücadeleyi Yükseltmek İçin Bir Adım! (04-04-2008)
Neo liberalizm, sınıfsal bir saldırıdır. Bu saldırıya verilecek tepkinin de akademik düzeyin ötesine geçerek sınıfsal bir nitelik kazanması, üniversite bileşenlerinin sınıfsal çıkarları üzerinden örgütlenmesi ve mücadele etmesi gerekmektedir. Oysa mücadelenin şu anki durumu, istisnaları saklı tutarak, üniversitedeki emekçi kitlenin akademisyen, idari ve hizmetli personel vs şeklinde parçalı bir yapıda direndiği bir sürece işaret etmektedir. Yoksa üniversitesindeki işçiler greve çıktığında üç maymunu oynayan akademisyenlerin durumu başka türlü açıklanamaz. Aynı şekilde yıllardır arkadaşları, hocaları olan bir akademisyene karşı gerçekleştirilen baskılar karşısında bir dizi sol akademisyenin ses çıkarmaması da başka türlü açıklanamaz. Bu topyekûn saldırı karşısında üniversite bileşenlerinin bireysel olarak ya da tekil örgütler olarak mücadele yürütmesi, mücadelenin gücünü yitirmesine yol açacaktır. Saldırıya yanıt verilmesinin yolu, Eğitim Sen ve SES gibi üniversitelerde faaliyet gösteren sendikaları, sadece makro politik analizler yapan sendikalar olmaktan çıkarmak ve bunları sınıf için mücadele eden sendikalar haline getirmektir. Gümüldür’deki forumun sonucunda ortaya çıkan tablo, bu açıdan bakıldığında umut vericidir. Forumda; paralı eğitim, YÖK, üniversitelerin finansman yapısının dönüşümü, bilimsel üretimin niteliğinde yaşanan değişimler ve istihdam sorunları gibi meseleler tartışılmış ve sonuç olarak da bu dönüşümle ne şekilde mücadele edilebileceği konusunda bir takım tespitlerde bulunulmuştur. Alınan pek çok kararın arasında belki de en önemlileri, Eğitim Sen’in üniversitelerdeki mücadelesini güçlendirecek mekanizmaların oluşturulması talebi ve mücadelenin üniversite emekçilerini artan oranda kapsayacak bir yapıda sürdürülmesidir. Forumun sonunda bu konuda önemli bir de adım atılmış, katılan akademisyenler tarafından, Kocaeli Üniversitesi’ndeki grevci işçilerle desteklenmesi amacıyla bir imza kampanyası başlatılmıştır. Önümüzdeki süreçte yapılması gereken, üniversitelerdeki sınıf mücadelesini yükseltecek ve birleştirerek emekçilerin tümüne yayacak bir birlikteliği inşa etmek, bu doğrultuda var olan sendikal yapıları ve tüm örgütleri mücadeleye hazır kılmak, sınıf için mücadele eden bir hale getirmektir. Bu noktada, son günlerde yaşanan iki önemli gelişme umut vericidir. Birincisi yukarıda saydığımız, Kocaeli Üniversitesi işçileri ile dayanışma imza kampanyası, ikincisi ise Akdeniz Üniversitesi’nde oluşturulan, Eğitim Sen, SES ve Genç Sen’in yer aldığı sendikal platformdur. Gümüldür’de gerçekleşen forum da, mücadeleyi yükseltebilecek yetkinlik ve bilinçte bir gücün olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Görevler üniversite emekçilerinin önündedir. Zaman mücadele zamanıdır.