Patron Kişisi Kimdir Tanıyalım..! (17-10-2007)
Patron gayet zengin, Ankara’yı satın alabilecek kadar zengin ve bir o kadar da pinti. İşçimiz bir bayan eşi fabrikada işçi olarak çalışıyor 3 çocuğu var ve hepsi okuyor. Patron iş yerindeki eleman açığı yüzünden yeni doğum yapmış eşini iş yerinde çalıştırmak zorunda! (yeni bir eleman almaktansa doğum yapmış eşini çalıştırmaya ve çocuğunu, en çok bakıma muhtaç olduğu zamanda annesiz bırakmaya mecburmuş gibi).
İşçi arkadaşımız büroda çay ve temizlik işlerinde görevli. Patronumuz bir gün işçiye şu teklifi götürür: ‘bu işi bırak çocuğuma bakıcılık yap’. Arkadaşımız eşine sorar ve eşi patron milletini daha iyi tanımış olacak ki ‘hayır kabul etme çocuk büyüdüğünde işsiz kalırsın’ der. İşçi arkadaşımız bunu patrona söyler patronumuz tabii ‘iş ahlakına uyar mı hiç böyle şey, zaten iki yıl bakacaksın, çocuk büyüdükten sonra kreşe gidecek sen de buradaki işine devam edersin’ der. Tabii daha birçok vaatte bulunur ‘senin çocukların da gelir burada çalışır biz seni mağdur etmeyiz’ vs.
Bizim iyi niyetli kardeşimiz biraz da mecburiyetten çocuğa bakmayı kabul eder. Sadece çocuğa baksa neyse artık evin temizliğinden, yemeğinden, her şeyinden o sorumludur. Hem de asgari ücretten daha az bir parayla ve de sigortasız çalışır ki bu kardeşimiz 4 yıl hizmet vermiştir.
Zaman gelir iki yıl geçer çocuğun kreşe gitme vakti gelmiştir, artık bir bakıcıya ihtiyacı yoktur. Patron çocuğunu kreşe gönderecek tabii. Peki bakıcı ne olacak? Ne olacak, ne hali varsa görsün patron her şeyi düşünmek zorunda değil ya kendisi düşünsün. İşi bitti tabii onunla. Sonra, sen çok televizyon izliyorsun bu çocukları televizyon izlemeye alıştırdın diye kızar ve bu bahaneyle işine son verir. İsçi arkadaşımız ne olduğunu bile anlamadan kendini kapının eşiğinde bulur.
Yine aynı patron ramazan ayında iş yerinde yaşanan bir soruna şu çözümü getirmiştir. İş yerinde çalışanlardan 3 kişi oruç tutmuyor ve normalde iş yerinde yemek çıkar. Ramazanda yemek çıkmayınca bu arkadaşlar gidip patrondan yemek paralarını istiyor ama patron kendi başınızın çaresine bakın diyor. Kardeşlerimiz de yemekleri kendi ceplerinden karşılamak zorunda kalıyorlar.
Örnekler çoğaldıkça çoğalır. Haziran ayında (en geç mart ayında verilmesi gerekirdi) vergi iadem henüz ödenmemişti. Ben de baktım verecek gibi değil telefonumun bozulduğunu ve vereceği vergi iadesiyle telefon alacağımı söyledim. Patronun cevabı ise millet batıyor sen cep telefonu mu alacaksın oldu. Yani patron kişisi işçinin parasını nasıl harcayacağına bile karışıyor. Aynı adam 1 gecede eğlenmek için 600 lira harcar ama işçisine 50 liralık zammı 3 saatlik bir pazarlık sonucunda zorla verir.
Ankara’dan bir projelendirme bürosu emekçisi