Destan 2: İstanbul valisi, Tayyip Erdoğan’ı suç teşkil eden fiili övmekle suçladı!
S. K.! Gazetelerde adı böyle veriliyor. Sanki kaderin ağına takılıp sürüklenmiş bir çocuk. “Aman adını açıklamayalım, küçüklerin adları açıklanmaz” der gibi, adı gizleniyor. Oysa o bir yetişkin katil. Hiçbir şeyden haberi olmadan hayatının olağan bir anını yaşamakta olan, bütün kabahati bir Alevi mahallesinde, bir cemevinde bir yakınının cenaze törenine katılmak olan Uğur Kurt adlı taşeron işçisi kardeşimizin katili.
Olayı hatırlayın. “15 yaşında bir fidan” Berkin’imiz için Okmeydanı’nda bir lisenin gençliği anma düzenliyor. Ama ülkenin başbakanı Tayyip Erdoğan. Berkin ve ötekileri öldürtmüş, sonra anılmalarını beğenmiyor: “Neymiş, Berkin Elvan'ı anmak için okullarda törenler düzenleyeceklermiş. Şu hale bak yav. Biz bu ülkede kusura bakmayın her ölüm hadisesinde tören mi düzenleyeceğiz. O zaman bütün işleri bırakıp törenlere bakalım. Ölmüştür geçmiştir.” Başbakan böyle konuşursa “onun polisi” ne yapar? Anma gösterilerini bastırmaya çalışıyor. Polis akreplerinden birinin ön tarafı alev alıyor. Onun üzerine içerideki polis memurları çıkıyor… ve sıkıyor!
İşte S.K. o polislerden. Tabancasından çıkan kurşun Uğur Kurt’u öldüren polis. Çıkmış, tabancasını çekmiş, sağa sola ateş etmeye başlamış. Resimleri kare kare yayınlandı basında.
Katillerin ara düzey komutanı İstanbul Valisi bile bu durumda koruyamamış onu. Polis hakkında soruşturma iznini vermek zorunda kalmış. Ne söyleniyor belgede? “S.K’nin mesleki tecrübesizliği nedeniyle korku ve paniğe kapılarak atış yaptığı” söyleniyor. Acemi çaylağı serseri mayın gibi neden salıyorsunuz halkın arasına, bu bir. İkincisi, eğer polisin genel olarak kabadayı davranışları, zorbalığı, kendini yasaların üzerinde görmesi bugüne kadar valisinden en tepede başbakanına kadar bu kadar onay görmeseydi, siz sanıyor musunuz bu “zavallı”, tecrübesiz polis memurunun (insanın neredeyse kaderine üzüleceği geliyor!) öyle Teksas şerifi gibi ilk fırsatta silahına sarılmaya cesaret edeceğini? Polisi yönetenler görevini yapsa “sıkar” mıydı?
Polis memuru ve vali hakkında bu kadar. Sıra başbakanda. Pazartesi Ahmet Şahbaz, Salı S. K. Şahbaz Ethem’i öldürdükten, o kasıtlı cinayeti işledikten sonra Tayyip Erdoğan’ın “benim polisim destan yazdı” dediğini biliyoruz. S. K. Uğur Kurt’u bunun için öldürebildi. Yani Uğur Kurt cinayetinin azmettiricisi Tayyip Erdoğan’dır.
Peki, Uğur Kurt ölünce ne dedi? Kelime kelimesine şunu dedi:
“Olayların yıldönümünü gerekçe ettiler. Orayı adeta terörize ettiler. Allah aşkına bütün bunlara karşı polis eli kolu bağlı mı duracak? Bir tane molotofkokteyli polis aracının içine düştü. Polislerimiz yanmaya başladı. Kendilerini zor dışarı attılar. Kolları vücutları yandı. Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum.” (vurgu bizim)
Bakın ne diyor: S.K. haklı diyor. Hatta “nasıl sabrediyorlar” diye sorarak, “daha fazlasını yapsaydınız” diyor.
Peki, vali ne diyor? “Yapmaması gereken veya en azından usule uygun yapması gereken silah kullanma eylemi”. S. K. için kelimesi kelimesine böyle diyor.
Tayyip Erdoğan polisin yaptığını onaylıyor. Vali “yasadışı” diyor. Başka sorumuz yoktur, sayın yargıç!