Polonez işçileri yeniden tarih yazacak, yeni tarihler yazacak!

Polonez işçileri yeniden tarih yazacak, yeni tarihler yazacak!

Çatalca’ya yolumuz bir düştü, pir düştü. Temmuz ayının sonlarına doğru, Çatalca’da ormanın içinde, Polonez fabrikasında, sendikalaşmaya öncülük eden 13 işçinin işten atılmasının ardından başlayan mücadele 6 aya yakın devam etti. O mücadele başladıktan sonra Gerçek’in Ağustos sayısında yazdığımız yazının başlığı “Yeniden tarih yazanlar, yeni tarihler yazanlar” başlığını taşıyordu. İşçi sınıfının mücadele tarihine damga vuran Kavel grevi gibi, Paşabahçe grevi gibi ve 15-16 Haziran işçi ayaklanması gibi eylemleri sıraladıktan sonra Polonez işçisinin de şimdiden benzer şekilde tarih yazmaya başladığını söylemiştik. Ve dedik ki: “Devrimci İşçi Partisi olarak ilk günden beri Polonez işçisinin mücadelesine omuz vermeye, her adımda yanlarında olmaya çalıştık. O tarih yazılırken en yakından şahit olmanın gururunu, mutluluğunu yaşıyoruz, var olun Polonez işçisi arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız!”

Daha direnişin ilk haftalarını geride bırakmıştık sadece. Sonrasında yaşanan büyük mücadeleler henüz yaşanmamıştı. Polis barikatları önünde sergilenen kahramanca direnişler, bir gece ansızın Çatalca Kaymakamlığının kapısına dayandıktan sonra bir sabah sürpriz bir şekilde Valilik kapısında toplanmalar, Polonez işçilerinin deyimiyle şafak operasyonu ve ters kelepçe ile gözaltına alınmalar, Çatalca Adliyesi’nden Kartal’a, Pendik’e, Gebze’ye uzanan hedefi Ankara olan Anayasal Hak Yürüyüşü ve daha nice eylemler yaşanmamıştı. Her bir eylemde, direniş çadırında, adliye önlerinde, kent meydanlarında inanç tazelendi, kararlılık daha da güçlü bir şekilde ortaya kondu, birlik beraberlik güçlendi. Bizi birbirimize bağlayan zincirler kolayca kırıldı ama direniş ruhu bir an bile kırılmadı, o zincirler kopsa da Polonez işçisi birbirine bir daha kopmayacak şekilde daha da güçlü bağlandı. Tüm işçi sınıfına umut oldu. Ve sonunda kazandı. Bu memlekette nasıl ki grevin adı, grev hakkını grev yaparak işçi sınıfına kazandıran Kavel işçilerinin mücadelesine ithafen Kavel ise, direnişin adı da bundan sonra direnişin simgesi haline gelen Polonez oldu. Polonez işçisi tarih yazarken, “Her yer Kavel, her yer direniş” sloganını da tarihe “Her yer Kavel, her yer Polonez” olarak bir kez daha yazdırdı. En başta da Tekel başta olmak üzere, Cargill’de, Nestle’de, Bel Karper’de, Adkoturk’te, IFF’de ve daha nice fabrikada tarih yazan Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya’nın önderliğinde. Polonez işçisi tarih yazdı, önderleri yeniden tarih yazdı.

O nedenle bugün daha direnişin ilk haftalarında söylediğimiz sözü, bir kez daha, daha güçlü, daha büyük bir coşkuyla söylüyoruz: Devrimci İşçi Partisi olarak ilk günden beri Polonez işçisinin mücadelesine omuz vermeye, her adımda yanlarında olmaya çalıştık. O tarih yazılırken en yakından şahit olmanın gururunu, mutluluğunu yaşadık, var olun Polonez işçisi arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız!”

2024’te işçiler fabrikalarda, işyerlerinde mücadele etti. Direnişler, grevler yaşandı. Her bir grevi, her bir direnişi sadece o fabrikanın, işyerinin değil, tüm işçi sınıfının mücadelesi olarak görürüz, bu grev hepimizin grevi, bu direniş hepimizin direnişi diyerek sahip çıkarız. O yüzden diğerlerine haksızlık etmek istemeyiz, ama 2024’e Polonez direnişinin damga vurduğunu da söylemek yanlış olmaz sanırım. 2025 önce Polonez’in kardeş direnişi Perfetti’den gelen zafer haberi ile başladı, hemen ardından Polonez işçilerinin kazanımı geldi. Şimdi önümüzde 2025’i, işçi sınıfı ve emekçiler için açlık ve sefalet yılı yapmak isteyenlere inat, örgütlenme ve mücadele yılı yapma, yeni zaferleri tarihe yazma görevi var. Polonez işçisi arkadaşlarımız, yoldaşlarımız bu muazzam deneyimle yeniden tarih yazmaya, yeni tarihler yazmaya var mısınız? Bu bir soru değil elbette, bu sözü çadırın son günü sıkılı yumruklarımızı havaya kaldırıp ele ele tutuşmak için açtığımızda ve birbirimizin ellerini sıkıca tutarken birbirimize verdik! Fabrikalarda direne direne, meydanlarda birleşe birleşe kazanacağız! İş, aş, hürriyet için her fabrikayı Kavel, her fabrikayı Polonez yapacağız. Ve bu mücadelenin sonunda bir gün elbet fabrikalar bankalar devletin, devletin işçinin olacak!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2025 tarihli 184. sayısında yayınlanmıştır.