Grev alanları birleştirir: 14-15 Mart grevinin gösterdikleri
Sağlık emekçileri ekonomik kriz nedeniyle eriyen maaşlarının yanı sıra çalışma şartlarının günden güne kötüye gitmesine tepki göstermek ve taleplerini hükümete duyurmak için 15 Aralık’ta ve 8 Şubat’ta birer günlük greve çıkmış ancak talepleri karşılanmamıştı. Bunun üzerine sağlık emekçileri aynı taleplerle iki günlük greve çıktı (14-15 Mart). Böylece sağlık emekçileri 14 Mart Tıp Bayramı’nı grevle karşıladı.
Erdoğan’ın, sağlık emekçilerinin taleplerini karşılamak bir yana onları yok sayan 8 Mart’taki “giderlerse gitsinler” çıkışı, alandaki tepkiyi daha da büyüttü. Sonrasında Erdoğan’ın durumu kurtarmak için yaptığı açıklamalar grevin etkisini kıramadı. 14-15 Mart grev eylemi, yakın zamandaki en coşkulu ve kalabalık sağlık emekçisi eylemi oldu.
Grev alanlarında yalnızca doktorlar yoktu. Doktor olmayan sağlık emekçileri de greve yoğun katılım sağladılar. Hem yerel hem merkezî grev alanlarında hâkim örgütler TTB’ye (Türk Tabipleri Birliği) bağlı tabip odaları ve SES’ti (Sağlık Emekçileri Sendikası). Alanları dolduran kitlenin pek çoğu SES ve TTB’ye üye değildi. Büyük kısmı örgütsüzdü, bir kısmı ise farklı sendikalara üyeydiler. Bu da gösteriyor ki TTB ve SES’in bu sağlık emekçilerini de kapsayacak bir dil ve strateji geliştirmesi gerekiyor. Örneğin, Türk Sağlık-Sen ve Sağlık-Sen, tamamen yönetici pozisyonda olmayan üyelerinin basıncıyla 14 Mart’ta grev ilan etmek zorunda kaldı. Sarı sendikaların tabanında da mücadeleci, canlı unsurlar mevcut. Bu sendikaların boşalttığı alanı SES’in doldurması şart. Bu da onları sağlık emekçilerinin mücadeleci örgütlerine çekmeyi hedefleyen bir anlayışın hâkim kılınması gerektiğini gösteriyor.
TTB/Tabip Odaları için de aynı şey geçerli. Doktor sendikalarına üye ve pek çoğu genç bu doktorlar içinde, sağlık emekçilerine dönük ayrımcı dile tam angaje olmamış mücadeleci olanları bizzat sahada günbegün dertlerini dinleyerek, beraber mücadele ortamları yaratarak kazanılması gerekiyor.
Kendi dar meslekî çıkarını diğer çalışma arkadaşına karşı bencilce savunan, hükümetin yarattığı ve çözmediği sorunların sorumluluğunu onların sırtına yükleyen, ülkenin genel durumuna ve mevcut sağlık ortamına kayıtsız ve belki de en önemlisi bu yolla alandaki potansiyel birleşik mücadeleyi bölüp parçalayan anlayışa karşı (doktor sendikaları); sağlık emekçilerini meslek ve sendika ayrımı yapmaksızın örgütlemeyi hedefleyen, sonuç alıcı eylemler düzenleyen ve sahada aktif çalışan bir örgütlülüğün yaratılması şart.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2022 tarihli 151. sayısında yayınlanmıştır.