Kot kumlama işçileri Ankara'da (24-06-2010)
Tozların akciğerlere yerleşmesiyle oluşan bu hastalığın ise tedavisi yok. Kimyasal oldukları için ilaç kullanamıyor, yalnızca doktor kontrolüne gidip bitkisel gıdalarla iyileşmeye çalışıyorlar, ancak ölümlerin önüne geçilemiyor. Sigortasız biçimde, hiç bir sağlık önlemi almadan uzun saatler çalıştıktan sonra gece de kumlama işinin devam ettiği işyerinde kaldıklarını anlatan işçiler, barınma sorunun bu şekilde çözülmesi onlar için başta çok büyük avantaj olduğunu, kalacak yer parası vermediklerinden memlekette kalan ailelerine daha çok para gönderebildiklerini anlatıyorlar. Bu durumun şu an ortadan kaybolmuş patronların işine geldiğini çünkü daha çok çalıştıklarını söylüyorlar. Günümüz sisteminde bir kum tanesi bir işçi hayatından daha pahalı olduğu için, işletmede kumların havaya karışıp 'ziyan' olmaması için havalandırma da yapılmıyor. Böylece işçiler 24 saat bu kumları soluyor. Bu merdiven altı işletmelerin büyük kot firmaları tarafından teşvik edildiğini belirten işçiler dava açmak için bir çok işletme sahibini bulamadıklarını, bu kişilerin korunduğunu da söylüyorlar.
Kapitalizm öldürüyor! 20-30 yaş arasındaki bu genç insanları öldürmekle de kalmıyor, arkalarında kalan genç eşlerini ve küçük yaştaki çocuklarını da parasız ve güvencesiz ortada bırakıyor.
Bugün tam da bunun için mücadele eden işçiler, bu hastalığa yakalanan işçilerin malülen emekli edilmesini ve emekli maaşı bağlanmasını talep ediyorlar. İstedikleri, öldükten sonra ailelerinin mağdur olmaması. Bunun için 22, 23 ve 24 Haziran günlerinde Ankara'da Abdi İpekçi Parkı'nda 3 günlük bir eylem başlattılar. Bu sürede meclisteki tüm parti temsilcileriyle ve bir devlet bakanıyla görüştüler. Çeşitli sözler aldılar ancak bunların yerine getirilip getirilemeyeceğini yine mücadelelerinin belirleyeceğini düşünüyorlar. Eylem süresince Tekel işçilerinin yanı sıra bir çok sendika, parti ve demokratik kitle örgütünün desteğini almakta olan işçiler yarın akşam şehirlerine dönecekler.