20 Şubat 2008, Çarşamba
Kocaeli Üniversitesi işçileri grevde (20-02-2008)
Kötü çalışma koşulları ve artan taşeronlaşma karşısında DİSK’e bağlı OLEYİS sendikasında örgütlenen işçiler yetki başvurusu yaptıklarında karşılarında kendilerini “bilim insanı” olarak gösteren ama bayağı birer patron olan ve işçilere karşı bir sınıf saldırısı yürüten yöneticilerle karşılaştılar. Rektörlük yetki alma sürecinde sendikal faaliyetleri dolayısıyla tam 80 işçiyi işten çıkardı. Buna rağmen yetkiyi alan sendika grev kararı aldığında bu sefer grev oylamasını dayattılar. İşçiler oylamada greve evet diyerek patrona kararlılıklarını bir kez daha gösterdi. Rektör/patron işten çıkarmalara devam etti.
Üniversite işçileri 3 seneden beri zam almıyordu. İşçiler üzerinde baskı uygulanıyor hatta bu baskı sağlık problemleri olan bir işçi istemeden işini aksattığında şiddete kadar varmıştı. İşçilere öğle yemeği bile verilmiyordu. İşçiler buna itiraz ettiklerinde aldıkları cevap şu oldu: “Amir misiniz memur mu? Ne yemeği…”
Şimdi amir de memur da olmayan ama işçi olmanın gururunu örgütlenerek ve greve giderek yaşayan işçiler bir yanda mücadele ediyor diğer yanda Rektörlük dün hiçe saydığı, küçümsediği işçilerin greviyle üniversiteye bağlı otel, hastane ve kafeteryalarda hizmetlerin ciddi biçimde aksamasıyla baş etmeye çalışıyor.
Her patron gibi Kocaeli Üniversitesi’nin rektörü de grevi durdurmak için her yolu deniyor. Bunların başında yasadışı biçimde grev kırıcıları işe almaktan, yakınını hastaneye getiren işçiye müdahale edip hizmet almasını engellemeye, bilim üretmesi gereken Hukuk Fakültesi hocalarını işçilere karşı seferber etmeye kadar birçok kirli yöntem geliyor. Valilik de rektörün/patronun yanında devreye girmiş durumda. Üniversite Hastanesinde işçilerin toplandıkları mekanı kaldırtan Valilik işçileri küçük bir kulübeye hapsetmiş durumda. Umuttepe’deki uygulama otelinde ise Jandarmaya karşı işçiler direnerek grev çadırını kurdular.
Tüm baskılara karşın işçiler mücadelelerinde kararlılar. Bu kararlılığı DİSK Kongresinde de tüm sınıf kardeşlerine gösterdiler. Tüm grevler gibi bu grev de mutlaka sınıf dayanışmasıyla kazanacaktır. Üniversitelerin tüccarlaşmayı reddeden öğretim elemanında, kamu emekçisine ve işçisine kadar gerçek bilim emekçileri bu grevle dayanışma göstermelidirler. Kocaeli işçisinin grevi üniversitelerdeki gerçek gericiliğe, sermayenin giderek artan tahakkümüne ve üniversitenin ticarileştirilmesine karşı bir mücadeledir. Bu mücadele hepimizindir!