Hava-İş'te kazanım nerede? (30-09-2007)

Hava-İş sendikası yeni toplu iş sözleşmesinin işçi sınıfı için kazanım olduğunu duyurdu ve toplu iş sözleşmeleri devam eden diğer sendikalara da benzer bir kazanım sağlamada yardımcı olacağını ilân etti. THY yönetimi ise yaptığı açıklamanın önemli bir kısmını hükümete teşekküre ayırdıktan sonra, ücret miktarında kendi dediklerinin büyük oranda kabul gördüğünü ima edip bazı sosyal haklarda yeni iyileştirmeler yapıldığını belirtti.

İşin aslı şu ki, Hava-İş soysal haklarda bir ilerleme kaydedilmesini sağladıysa da ücret artışı konusunda işverenden istediğini alamamış durumda.

Böyle bir durumda imzalanan sözleşmenin Hava-İş'in taleplerini tam da karşılamadığı ortada. Ancak bu dönemde TİS sonucu kadar TİS sürecinin de etkili olduğunu söylemek ve esas olarak bu sürece odaklanmak gerek.

Peki, bu süreç neler kazandırdı?

  • Öncelikle uzun bir aradan sonra herkes, "sendika" diye bir şey olduğunu ve bunun işçilerin hak alma örgütü olduğunu hatırladı.
  • Uzunca bir süredir, emekçilere ekranlarını kapayan medya, neredeyse her gün "sendikadan", "eylemden", "grevden" bahsetmek zorunda kaldı. Grevin bir hak olduğu hatırlandı ve işçilerin, emekçilerin hak kazanmak için tek silahlarının grev olabileceği ortaya çıktı.
  • Hava-İş'in bu TİS dönemi boyunca sürdürdüğü tavır, sendikalarda örgütlü veya örgütsüz tüm emekçilere patronlar karşısında "gönlünüzden ne koparsa" anlayışının dışında bir sendikal tutumun da var olabileceğini göstererek, işçi sınıfına bir kez daha onurunu hatırlattı.
  • Yapılan grev oylaması, genel seçimlerin de etkisiyle (herkesin oydan, seçimden, seçim ve oy oranlarından bahsettiği bir dönemdi) adeta patronlar ve işçiler arasında bir savaşa dönüştü ve savaşı işçiler kazandı.
  •  Toplu iş sözleşmeleri süren onlarca sendikaya, Hava-İş'in tutumu bir örnek teşkil etti. Onların da bu sürecin etkisiyle gündemlerine "grevi" almasına yol açtı.
  • Grev silahının sadece ciddi bir biçimde sözünü etmiş olmak bile Hava-İş'te örgütlü işçilerin, başlangıçta işverenin gündemine dahi girmeyen bazı konularda kazanım elde etmesini sağladı.

Sonuç olarak bu toplu iş sözleşmesi süreci, acil çıkar ve gereksinimleri bakımından tam anlamıyla THY işçileri lehine sonuçlanmamış da olsa, hem THY işçilerinin hem de işçi sınıfının bu süreci takip eden diğer kesimlerinin sınıf bilincinin gelişmesine katkıda bulunarak olumlu bir işlev gördü. Grev silahının önemini kavrayan THY işçilerinin, bu silahı kullanmada isteksiz davranan mesai arkadaşlarını ikna edecek yeterli zaman ve olanaklara sahip olmaması, işverenin medya ve devlet desteğini de arkasına alarak işçilerin kararlığını azaltmak için her yolu denemiş olması gibi nedenlerle oylamada greve destek beklenenin altında kalmış ve bu durum sözleşme masasında sendikanın elini zayıflatmış olabilir. Bu aşamadan sonra önemli olan, işçilerin ve Hava-İş’in bu süreçteki hata ve eksikliklerinden doğru dersleri çıkararak THY işvereniyle bir sonraki hesaplaşmaya daha güçlü ve kenetlenmiş bir biçimde hazırlanabilmesidir.