Fransa’da grev dalgası (23-12-2007)
Sınıfın bu en mücadeleci katmanlarına geri adım attırmak, Fransız burjuvazisi için stratejik öneme sahip. Bu önem yalnızca erken emekliliğin kısıtlanmasının hazineye 5 milyar Avro kazandırmasından kaynaklanmıyor, yani dar anlamda ekonomik değil. Bu; burjuvazi için, işçi sınıfının tamamına karşı açtığı neo-liberal savaşta kazandığı önemli bir politik muharebe olacak aynı zamanda.
Ulaşım işçileri ise aynen 1995 yılında olduğu gibi çok mücadeleci bir ruhla burjuvazinin bu taarruzuna karşı koyuyor. 13 Kasım’da işçilerin basıncıyla ulusal tren yolu şirketi SCNF içinde örgütlü sekiz sendikadan yedisi süresiz grev çağrısı yaptı. Ve işçiler greve çıktılar. Grevin gidişatı, ne zaman sonlanacağı ile ilgili karar sendikalar tarafından her gün tekrar edilecek oylamalar ile belirlenecekti. Hemen ertesi gün Paris metrosu çalışanları ile gaz ve elektrik çalışanları da greve katıldılar. Genel sendika toplantılarına her gün on binlerle katılan işçiler bürokratik sendika önderliklerinin uzlaşma eğilimlerini parçalayarak, ezici çoğunlukla her gün greve devam etme kararı aldılar.
20 Kasım’da grev birinci haftasını doldurduğunda ulaşım işçilerinin grevi kamu çalışanlarının tek günlük greviyle birleşti ve Fransa iki milyona yakın memurun genel greviyle sarsıldı. Ülkede toplu taşıma araçları, bir haftadır olduğu gibi çalışmadı; öğrenciler, okulları boykot ya da işgal etti; hastaneler ile liseler kapandı ve hatta gazeteler dahi çıkmadı. 1998’den beri ücretlerinde kayda değer bir artış yaşamayan kamu çalışanları, ücretlerinin yükseltilmesi ve kamu sektöründeki kadro açığının kapatılması için bir gün grev yaptılar. O gün aynı zamanda ülke genelinde 700 bin kişi neo-liberal politikalara ve bunların uygulayıcısı Sarkozy’e karşı yürüdü.
Eyleme öğrencilerden de katılım çok yüksekti. Öğrenciler özelleştirmenin ilk adımı olarak gördükleri eğitimde reform tasarısına karşı son bir kaç haftadır büyük bir mücadele başlatmışlardı. Ülkenin bütün üniversitelerinde büyük boykotlar yaşandı. Öğrenci hareketi aynı zamanda ulaşım işçilerinin mücadelelerine de omuz verdiler. Grevin devam ettiği bir hafta boyunca pek çok farklı yerde ulaşım işçilerinin düzenledikleri eylemlere öğrenciler de katıldı. Halen ülkedeki üniversitelerin yarısında boykotlar sürüyor.
Öte yandan 20 Kasım’daki gövde gösterisinden sonra hükümetin geri adım atarak sendikalarla emeklilik yaşı ve ücret artışı konusunda görüşmelere başlaması üzerine grevci tren yolu işçileri işbaşı yapma kararı aldı. Yeni görüşmelerin bir ay sürmesi planlanıyor.
Fransa’yı ‘değiştirmek’ için geldiğini söyleyen ve emekçi düşmanı ‘reform’larda ısrar eden Sarkozy ise, daha önce geri adım atmalarının söz konusu olmadığını belirtmişti. Dolayısıyla Aralık ayında yeni ve güçlü bir grev dalgası olma olasılığı çok yüksek. Fakat bu son grev sürecinin de öğrettiği gibi işçiler sendika bürokrasisine karşı uyanık olmak zorunda.
Aralık ayında yeni ve güçlü bir grev dalgası olma olasılığı çok yüksek. Fransa’nın en sol işçi konfederasyonu olarak bilinen CGT’nin genel başkanı Bernard Thibault, hükümete karşı takındığı uzlaşmacı tutumla sendika tabanının büyük tepkisini topladı. Bu son grev sürecinin de öğrettiği gibi işçiler sadece gerici Sarkozy hükümetine değil, aynı zamanda bürokrasiye karşı da mücadele etmek zorunda.