Eğitim emekçileri haklarını aradı (07-10-2007)
İstanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır ve Samsun illerinden Eğitim-Sen'in kaldırdığı araçlarla sabah saatlerinden itibaren Ankaraya ulaşan eylemciler saat 11.00'de Kızılay meydanın hemen yanında olan Ankara Eğitim-Sen 1 Nolu Şube önünde toplanmaya başladı. Son derece çoşkulu bir şekilde sloganlarını haykıran eğitim emekçileri daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca sloganlar bir an dahi kesilmedi. Özellikle Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'i hedef alan sloganlar oldukça çok kullanıldı. Sözleşmeli ve ücretli çalışmanın kölelikle eş değer olduğu da, çözümün sınıf dayanışmasında ve mücadelede olduğu da sloganların ana konusuydu. Bunların yanı sıra sloganların dili önceki eylemlerin dilinden biraz daha farklıydı denilebilir. Çünkü özellikle işsiz öğretmenler yaşadıkları sıkıntının ve gençliğin verdiği yaratıcılığın da bir ürünü olarak her cümleyi sloganlaştırmakta ustalaşmıştı. Örneğin; "Ücretli Tayyip, Sözleşmeli Çelik!"
Yürüyüş boyunca polisin tavrı dikkat çekiciydi... Adeta eylemcileri bir kafes içinde yürüten polis, tam anlamıyla bir yürüyüş düzeni oluşmasına ciddi bir şekilde engel oluşturdu. Ancak bu durum Eğitim-Sen yöneticilerinin pek dikkatini çekmedi her halde... Saat 13.00 gibi Bakanlık önüne gelen eylemcilere Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaadin Dinçer hitab etti. Konuşmasının ekseninde ücretli, sözleşmeli öğretmenlerin sıkıntıları ve işsiz öğretmenlerin talepleri vardı. Alaadin Dinçer'in konuşmasının ardından işsiz öğretmenlerin hazırladığı kısa bir skeçten sonra eylem sona erdi.
Eyleme yaklaşık olarak 2 bin kişi katılırken bunların büyük çoğunluğunu işsiz öğretmenler oluşturdu ve bütün bir eyleme gerek canlılıklarıyla, gerekse de öfkeleriyle damgasını yine bu üniversite mezunu onların deyimiyle diplomalı işsiz öğretmenler vurdu. Eğitim-Sen yönetiminin bu eylemden çıkarması gereken çokça ders olduğu aşikardı. Umarız sendika bürokrasisi bu dersleri layıkıyla çıkarır. Ancak biz SINIF İÇİN SENDİKAcılar yalnızca "ummakla" kalmayacağız, işsiz, sözleşmeli ve ücretli öğretmelere ilişkin yıllar önce oluşturduğumuz politikaları uygulamaya devam edeceğiz. Bir farkla daha azimli ve kararlı bir şekilde...