EEK ve DİP Girişimi'nden Açıklama (DİP Girişimi ve EEK - 30-01-2009)
Bir televizyon programında gözlerine ve kulaklarına inanmakta zorluk çeken milyonlarca izleyicinin önünde yapılan bu açıklamayı kısaca hatırlatmakta yarar var: Olgaç, elleri bağlı on dokuz yaşındaki bir Kıbrıslı savaş tutsağını, kendisine ve üstü olan subaya tükürdüğü için alnından vurarak öldürdüğünü itiraf etmiştir. Devamla, dokuz başka Kıbrıslı’yı öldürdüğünü belirtmiş, ancak bu olayların ayrıntısını vermemiştir. Ertesi gün Türk gazetelerine verdiği demeçlerde yaptıklarını savunan Olgaç, sonra bir dönüş yaparak itirafını geri almış, yazmakta olduğu bir senaryo ile gerçek hayatı birbirine karıştırmış olduğunu iddia etmiştir. Bu dönüşün devletin basıncı altında mı, Olgaç’ın bu açıklama dolayısıyla doğan atmosferden duyduğu kişisel rahatsızlıktan dolayı mı gerçekleştirildiği sorusu, yapılmış olan itirafın muazzam bir önem taşıdığı gerçeğini gözlerden gizlememelidir.
Bu tiksinti verici davranış biçimi mutlaka kovuşturulmalı ve uygun mahkemede yargılanmalıdır. Ancak burada ortaya çıkan, buz dağının yalnızca tepesidir. 1963-74 yılları arasında Türk ve Yunan ordularının ve Kıbrıs’ın şovenist örgütlerinin, yani EOKA-B ve TMT’nin, sadece karşı tarafın silahlı güçlerine karşı değil sivillere karşı da tekrar tekrar katliamlar gerçekleştirdiği aslında herkesin bildiği bir sırdır. Yakın tarihte yaşanan bir dizi başka şey gibi, bu olgu da Kıbrıs’ta yaşayan iki topluluğun ve Yunanistan ile Türkiye’nin arasındaki ilişkileri zehirleyen bir şeydir.
Biz EEK ve DİP olarak üç ülkenin (Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye) işçi hareketine ve soluna bir çağrı yapıyoruz: 1963-74 arasında bütün taraflarca gerçekleştirilen katliamları soruşturmak üzere üç ülkenin de temsil edildiği bir İşçi Mahkemesi kurulması yolunda girişimde bulunalım. Bu Mahkeme üç ülkede toplum tarafından kabul görmüş insan hakları savunucularından oluşsun, Kıbrıs’taki her iki toplum bu Mahkeme’de temsil edilsin, Mahkeme’nin konuyla ilgili bütün belgelere ulaşma ve bütün tanıkları dinleme yetkilerini haiz olması için çaba gösterilsin. Bu alanda enternasyonalist bir tutum, Kıbrıs’ın iki toplumu arasında şovenizmin reddedilmesine dayanan yeni tür bir ilişkinin kurulması bakımından çok ciddi bir katkı olabilir. Bu yeni ilişki tarzı, günümüzde Kıbrıs sorununa emperyalizmin kanadı altında önerilen “çözüm”lerden çok farklı bir yöne işaret edecektir.
EEK (Devrimci İşçi Partisi) DİP Girişimi (Devrimci İşçi Partisi Girişimi)
Yunanistan Türkiye