DİP Girişim Kurulundan Basın Açıklaması (17-10-2007)
Her şeyden önce bugün referanduma sunulan anayasa değişikliği halkın istediği adaya oy vermesini bile engelliyor. Bir kimsenin cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi için mutlaka milletvekillerinin beşte biri tarafından aday gösterilmesi gerekiyor. Bu kısıtlamadan amaç, işçi emekçi sınıfların ve Kürtlerin adaylarının cumhurbaşkanı seçimine katılmasını engellemektir. Seçme özgürlüğünün olmadığı yerde daha demokratik bir yöntemden söz edilemez.
Bir ülkenin devlet sisteminin en tepesinde görev yapacak insan doğrudan doğruya halkın oyuyla seçilirse, bu ona büyük bir güç kazandırır. Tek bir insana bu kadar büyük bir güç kazandırmanın demokrasi ile ilgisi yoktur. Halk bir kez bu kişiyi seçti mi, onu denetlemek, izlediği politika üzerinde etki yapmak, yanlış politikalarında ısrar etmesini engellemek çok daha zor olur.
Türkiye'de cumhurbaşkanlığı esas olarak rejim üzerinde askeri vesayetin bir uzantısı olarak iş görmüştür. 12 Eylül askeri diktatörlüğünün ürünü olan 1982 anayasası tam da bunun için biçilmiş bir yapıya sahiptir.
"Cumhurbaşkanını halk seçsin" demek, parlamenter sisteme göre daha az demokratiktir. "Cumhurbaşkanını meclis seçsin" demek ise, bu makamın rejim üzerindeki askeri vesayetin temsilcisi rolünü sürdürmesini savunmak demektir. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin çıkarları temelinde bu pozisyonların ne biri savunulabilir, ne öteki. Nitekim, bu tartışma tam da burjuvazinin iç savaşında iki kampı karşı karşıya getirmiştir.
Bugün daha demokratik eğilimdeki kesimlerde cumhurbaşkanlığı yetkilerinin azaltılırak sadece devleti temsil ile sınırlandırılması anlayışı hakim.. Ama o zaman soruyoruz: cumhurbaşkanına ne gerek var? Devleti temsil görevini parlamentonun başkanı yapabilir.Öyleyse, sadece cumhurbaşkanına verilen yetkileri sınırlandırmakla kalmayalım, cumhurbaşkanlığı makamının kendisini ilga edelim!
Bugün Çankaya'ya harcanmakta olan büyük para işçi ve emekçilerin ve çocuklarının sağlık ve eğitimine harcanabilir. En az gelişmiş bölgelere hastane ve okul yapmak için kullanılabilir. Ya da fabrikalar yapılabilir, istihdam olanağı yaratılır. Meclisin başkanı da her yaptığı işlemde meclisi temsil ediyor olacağından keyfi, bir bireyin öznel düşüncelerine bağlı hiçbir girişimde bulunma cesaretini kendinde bulamaz.
Devrimci İşçi Partisi Girişimi referanduma yönelik olarak bu düşüncenin aktif propagandasını yürütecektir.
Devrimci İşçi Partisi Girişim Kurulu