Antalya'da Özgür Emekçiler Üniversitesi söyleşisi (19-04-2010)

DİP Girişimi militanları  etkinliğe Akdeniz Üniversitesinde ve öğrencilerin yaşadığı  mahallerde yaygın faaliyetler yaparak hazırlandılar. Üniversitenin önünde ve içinde yaygın bildiri ve el ilanı dağıtımı yaptılar. Kampüs içerisinde ve öğrenci mahallerinde afişleme çalışmaları yaptılar. 

Özgür Emekçiler Üniversitesi için ileri!

Söyleşi, DİP Girişimi temsilcisinin sunumuyla başladı.Genel hatlarıyla üç ana başlık üzerinden devam etti. Bunlardan birincisi "Kapitalizm üniversiteler ve eğitim sistemiydi". Eğitimin yaşadığımız dünya ve kapitalist sistemden ayrı ele alınamayacağını, kapitalizmin üniversitelerinin nitelikli işgücü ve kafa emeğine olan ihtiyacından şekillendirdiği dile getirildi. Kapitalizmin klasik çağında üniversitelerin burjuva çocuklarına burjuva sanatını ve hegemonyasını öğretmek için kurulan kurumlar olduğunu ancak sanayinin ve kapitalizmin atılımıyla beraber üniversite kapılarının emekçi sınıflara kademeli olarak açıldığı vurgulandı. Eğitim sorununun, üniversitelerin aynı sağlık, gıda, barınma ve ulaşım vb. sorunlar gibi kapitalist sistemle çok yakından ilgili olduğu söylendi. 

Sunumun ikinci başlığı  ise YÖK idi. YÖK'ün 12 Eylül darbesinin bir uzantısı olarak üniversitelerde tahakküm aracı olduğu belirtildi. YÖK'ün iki tür işlevinden bahseldi. Birincisi öğrencilerin apolitikleşme ve lümpenleşmesini sağlamak bunun yanında üniversitelerin polis ve ÖGB'lerle kışlaya çevirmek, ikincisi üniversitelerin ticarileşmesi sürecini hızlandırmak. 

Üçüncü başlık Özgür emekçiler üniversitesi üzerinden oldu. Bu üniversite modelinin ancak bir işçi iktidarıyla mümkün olacağı, bilgiyi metalaştıran bir sistemde parasız ve bilimsel eğitimin olamayacağı üzerinde duruldu.  

Sunumdan sonra tarışmaya geçildi. Tartışmalarda genel olarak "Özerk-Demokratik üniversite"  talebi, politeknik eğitim ve  üniversite mücadelesinden bahsedildi. Söz alan bir asistan üniversite mücadelesinin asli unsurlarının o alanın kalıcı unsuru olan eğitim emekçileri olduğundan bahsetti. Genel kanı olan üniversite mücadelesinin salt bir öğrenci mücadelesi olmasını eleştirdi. Taşeron bir temizlik işçisiyle, kamu emekçilerini, öğretim görevlilerini, asistanları ve öğrencileri el ele mücadele etmesi gerektiğinden bahsetti. Söz alan bir üniversite öğrencisi ise TÜSİAD'ın bile artık üniversitelerin özerkliğinden yana olduğunu, Özerk-Demokratik üniversite talebinin ilerici olmadığını ifade etti. 

Söyleşi, canlı tartışmalar eşliğinde sona erdi. Etkinliğe yaklaşık 40 üniversite öğrencisi, genç işçi, asistan ve öğretim görevlisi katıldı.