“Müjde” değil Kazanım!

Bakanlar kurulu toplantısının ardından Başbakan yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç yaptığı açıklamada birinci öğretimde ve açık öğretimde harçların kaldırıldığını söylüyor ve ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın harçların kaldırılacağı “müjdesinin” bugün bir kararnameyle gerçekleştirildiğini ekliyor. Müjde mi? Ona “müjde” denmez kazanım denir! Harçların kaldırılmasının gündeme gelmesi bile öğrenci hareketinin yıllardır uğruna verdiği mücadenin etkisiyle gerçekleşmiştir. Güneş balçıkla sıvanmaz. Siz bahşetmiyorsunuz biz kazanıyoruz!

Birinci öğretim ve açık öğretimde harçların kaldırılması elbette öğrenci hareketi için bir kazanımdır; ancak birinci öğretime oranla oldukça yüksek olan ikinci öğretimin ve uzaktan öğretimin harçlarının yerli yerinde duruyor olması bize mücadelenin devam etmesi gerektiğini gösteriyor. Üstelik Bülent Arınç bu konuda ikinci öğretimden alınanın “öğrenim ücreti” olarak geçtiğini, bunun için ayrı kanun gerektiğini, gündemlerinde ise sadece “öğrenci katkı payının” kaldırılmasının olduğunu söylüyor. Ne kadar da birbirlerinden farklı! O zaman bizden de size bir müjde! O kanunlar da değişir!

Özellikle ikinci öğretimde okuyan öğrencilerin büyük çoğunluğu işçi - emekçi çocuklarıdır. Maaşlarına %4 zam yapılan, kıdem tazminatı hakkı elinden alınmak istenen işçilerin – emekçilerin çocuklarıdır. Gündüz çalışan, akşam iş yorgunluğuyla derslere gelenlerdir ve tüm öğrenciler gibi onların umudu da alacağı diploma sayesinde iyi bir iş sahibi olmaktır. Oysa ki bu umut artık bir efsaneye dönüşmüş durumda. Üniversiteler artan kontenjanlarla olsa olsa işsizliği gizliyorlar. İşçiye “nasıl olsa çalışmak zorunda” diye zam yapmayan patron gibi, Recep Tayyip Erdoğan'ın da yanılgısı, umudunu bir kağıt parçasına bağlayan özellikle de çoğunluğunu işçi – emekçi çocuklarının oluşturduğu, gündüz bir işte çalışan, akşam ise “sözde daha iyi bir iş” için ders çalışmak zorunda olan ikinci öğretim öğrencilerinin isyan etmeyeceğini zannetmesidir.. İşte burjuvazinin sansar psikolojisi! Öğrenciler boğazlanacak tavuklar değildir! Üniversiteler ise gelecekte kanı emilecek tavukların yetiştirildiği yerler hiç değildir!

Yeni uygulamaya göre harç alınmayacak olan 3,5 milyon öğrenci var. Buda üniversitelerin bütçesinde en azından 700 milyon tl gibi bir açık oluşması demektir. Üniversiteler ellerinden giden bu kaynağın yerini doldurmak için mecburi olarak piyasayla ve sermayeyle daha fazla bütünleşecek, yükseköğretim daha da fazla ticarileşecektir. Yemekhane fiyatlarının zamlanmasından tutun, öğrenci kartlarının banka kartlarına çevrilmesine, öğrencilerin okumalarını zorlaştıracak bir yığın uygulama hayata sokulacaktır. Sermayenin finanse ettiği bilimsel araştırmalar üniversitelerde artacak, kazanç sağlamayan konular araştırılmayacak ve geçtiğimiz haziran ayında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sözünü ettiği 'Akademik rektörle, yönetici ayrı olmalı' anlayışıyla okullarımızda sermaye gruplarının temsilcilerinin yönetici olacağı mütevelli heyetleri türeyecektir.  Tabi bu en kötü senaryo. Yani biz öğrenciler sesimizi çıkarmazsak. Buna karşılık yapılması gereken tek şey var ve çok açık: Mücadeleye devam etmek ve giderek güçlenmek!

Yıllarca mücadele ettik bu uğurda, cop yedik, tekme yedik, gaz yedik, kimilerimiz haklarımız için savaşırken uydurma iddianamelerle tutuklandı; pes etmedik! Ve kısmi olarak kazandık. Ama şimdi sermaye daha da büyük ataklar yapacak. Bizim ise ne yapmamız gerektiğini Şili’li, Kanada’lı öğrenciler gösteriyor. Sokaklar bizim!

İkinci öğretim ve uzaktan öğretimin de harçlarının kaldırılmasını istiyoruz, hepsinin! Öğrenim kredisi değil karşılıksız burs istiyoruz! Yurtlar, ders araç gereçleri, yemekhane ve kantinlerin parasız olmasını istiyoruz! Verilecek mücadele sadece üniversite için değildir. Aynı zamanda geleceğimiz içindir.

O yüzden de okuduğumuz bölüme göre insanca bir yaşamı karşılayabilecek bir ücret karşılığında iş güvencesi istiyoruz!

Bunların kaynağı nasıl olacak diye mi soruyorlar? İşte onlara kaynak;

Ulusal ve uluslararası tefecilere ödenen borçlar reddedilsin!

Holdingler ve zenginler artan oranlı vergilerle daha fazla vergilendirilsin!

Özel üniversiteler kamulaştırılsın!