Patronların iş birliğine karşı emekçi çocuklarının iş birliği
Geçtiğimiz yıllarda eğitim sisteminin piyasalaştığına, emekçi çocuklarının yani bizlerin eğitim-öğretim hayatının sermayeye teslim edildiğine defalarca şahit olduk. Son zamanlarda hükümetin eğitim konusunda atmış olduğu adımlar bu meseleyi tekrar gündemimize getirdi. Mesleki eğitimin aslında ne kadar önem arz ettiğini, eğitimin teori ve pratikle bir arada verilmesinin ideal olduğunu biliyoruz. Ama içinde yaşadığımız sistemde bu durum suistimal edilmekte ve mesleki pratik eğitim adı altında staj sömürüsü ayyuka çıkmaktadır.
Mesleki eğitim ile reel sektörü birleştirecek proje için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi arasında Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü imzalandı. İmzalanan bu protokolle birlikte 81 ilde 81 meslek lisesi TOBB’a devredildi. Devredilen bu meslek liselerinde özel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanların yetiştirilmesine yönelik bir müfredat hazırlanması da söz konusu.
TOBB başkanı Mustafa Rifat Hisarcıklıoğlu, eğitimi özel sektöre bırakan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a “Aslında burada bir farkı görüyoruz, hem bürokraside olup hem iş dünyasının içinden gelen bir bakanın nasıl ezberleri bozduğuna bugün hep beraber şahit oluyoruz” diyerek teşekkür ettikten sonra sömürü protokolünün nasıl olacağına dair kesitler sundu. Hisarcıklıoğlu çok da haksız sayılmazdı, hem bürokraside hem iş dünyasının içinde olan Selçuk’un eğitimi bir imzayla nasıl piyasaya teslim ettiğini hep birlikte görüyoruz.
Ziya Selçuk ise konuşmasında, eğitim ve ekonomi arasındaki ilişkinin önemine değinerek sorunların üretim bazlı eğitime geçilerek değişeceğini söyledi. Ayrıca bu protokolün yalnızca Bakanlığın kararı ile değil, oda temsilcilerinin de “gayretleriyle” alındığını belirterek bundan sonra da iş dünyasından beklentileri olduğunu vurguladı. Körler sağırlar birbirini ağırlar!
TOBB başkanı sunumunda piyasada talep gören niteliklere göre hazırlanan yeni bir mesleki eğitim modelinden, odalar ve borsalar vasıtasıyla eğitimin sektörün ihtiyacına göre hazırlanacağından, mesleki eğitimde özel sektörün rolünün artarak daha fazla söz sahibi olacağından bahsetti. Bu protokol daha çok piyasacı eğitim, daha çok staj sömürüsü demektir. İçinde bulunduğumuz kriz döneminde patronlar artan maliyetleri düşürebilmek için işçi çıkartıyor, ücretlerde kesinti yapıyor iken devlet de yatıp kalkıp patronlara nasıl yardım edebileceğini düşünüyor.
AKP iktidarı boyunca eğitimin piyasalaştırılması adına sayısız adım atıldı. İmzalanan protokol de bu uğurda atılan adımların bir örneği. Liseliler olarak bizler, sermayenin egemenliği altında bulunan okullarda eğitim almayı, emeğimizin staj adı altında sermayeye peşkeş çekilmesini reddediyoruz! İktidarın ve patronların eğitimin üzerinde umarsızca top koşturmasını, geleceğimizin çalınmasını reddediyoruz! Patronların iş birliklerini reddediyoruz! Yalnızca emekçi çocuklarının iş birliğini tanıyoruz.
Talebimiz özelleştirme politikalarına derhal son verilmesi, tüm özel okulların kamulaştırılmasıdır. Herkes için eşit, parasız ve nitelikli eğitimi sağlamanın başka yolu yoktur.
Eskişehir’den bir lise öğrencisi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2019 tarihli 117. sayısında yayınlanmıştır.