Her 30 saatte bir, dünya nüfusuna bir dolar milyarderine karşılık bir milyon aç insan ekleniyor!

Her 30 saatte bir, dünya nüfusuna bir dolar milyarderine karşılık bir milyon aç insan ekleniyor!

Pandemi sürecinde halkın çektiği onca zorluklara rağmen en çok duyulan sermayenin ağlamaları ve sızlanmaları oldu. Tedarik zincirlerinde sıkıntı var, piyasalar çöktü, kâr edemiyoruz diyen patronlar bir yandan ağlayıp sızlanarak devletlerden destek, teşvik, vergi indirimi ve afları koparırken bir yandan da kârlarına kâr kattılar. Oxfam isimli uluslararası kuruluşun yaptığı araştırma pandemi sürecinde her 30 saat içinde bir sermaye sahibinin dolar milyarderleri kulübüne eklendiğini ve yine aynı 30 saat içinde 1 milyon kişinin daha aşırı yoksulluk içerisinde açlıkla pençeleşmeye başladığını ortaya koydu.

Koronavirüs zenginleri: İlaç tekelleri!

Pandemi halkı hasta, ilaç şirketlerini zengin etti! Dünya çapında 6 milyondan fazla kişi koronavirüs yüzünden ölürken ilaç sektörü içinden 40 yeni dolar milyarderi daha çıkardı. Özellikle aşı üreticisi şirketler, pek çok ülkede zorunlu tutulan aşıları devletlere maliyetinin 24 katına varan fiyatlara satıp saniyede (saat değil, dakika değil, saniye!) 1000 dolardan fazla kâr ediyorlar.

Gıda krizini fırsata çeviren emperyalist şirketler!

İşçinin emekçinin mutfağı sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yangın yerine dönmüş durumda. Tabii bu AKP’lilerin söylediği gibi hükümetin sorumluluğunu azaltan bir şey değil. Tam tersine dünyada gıda fiyatları yüzde 33 artarken Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde arttı. Resmi TÜİK rakamları dahi gıda enflasyonunu yüzde 89,10 olarak gösteriyor. Yani dünyanın her yerinde emekçinin mutfağında yangın var ama Türkiye’deki yangın bacayı sarmış durumda.

Tabii ki bu yangının fırsatçıları büyük gıda tekelleri. En başlarında ise çok tanıdık bir isim olan Cargill var. İşçilerini sendikalaştıkları için işten atan, buna rağmen sendikalaşmayı engelleyemediğinde ise masa başında kuruş kuruş işçiden ne kesebilirim diye hesap yapan bu firma 2021 yılında tam 5 milyar dolar net gelir elde ederek tarihi bir rekora imza attı. Cargill’le birlikte dünya gıda piyasasının yüzde 70’ini kontrol eden tekeller insanlar giderek açlığa doğru sürüklenirken kârlarını hemen hemen iki katına çıkardılar.

Savaşı fırsata çeviren emperyalist enerji tekelleri!

Dünyada savaşlar, özellikle de petrol ve doğalgaz bölgelerinde çıkan savaşlar, enerji fiyatlarını arttırır ve başta ABD ve Avrupa olmak üzere savaştan uzak coğrafyalarda konuşlanmış emperyalist enerji tekellerinin kasalarını doldurur. Ortadoğu’daki savaşlara Ukrayna’daki NATO-Rusya savaşının eklenmesi de yine aynı sonuca yol açtı. Amerikan (Chevron, Exxon), İngiliz (BP) ve Fransız (Total) 5 büyük enerji tekeli 2021 yılını toplamda 82 milyar dolar net kârla kapattıktan sonra NATO’nun Ukrayna’daki savaşıyla birlikte 2022 yılının ilk çeyreğinde kârlarını rekor seviyelere taşıdılar.

Emperyalist kapitalist düzen yıkılmaya mahkûm! Tek yol sosyalist devrim!

Bu manzara küçücük bir asalak grubun tüm dünyayı sömürerek nasıl zenginliğine zenginlik kattığını gösteriyor. Eşitsizliği herkes görüyor. Oxfam gibi burjuva sivil toplum örgütleri dahi artık bunu gizleyemez oldular. Türkiye’de de pek çok burjuva yayın organı buna benzer haberler yaptılar. Ama onlar eşitsizlikleri gösterip çözümü gizliyorlar. Bu dünya çok kötü ama böyle gelmiş böyle gider düşüncesini yayıyorlar. En fazlasından bu asalak zenginlerin daha fazla vergi vermesini öneriyorlar. Tüm zenginlikleri üreten şirketlerin sahip olduğu üretim araçlarının kamulaştırılmasını bir olasılık olarak dahi ağızlarına almıyorlar. Düzenin eleştirisini dahi işçi ve emekçilere bırakmıyorlar. Ön alıp yoksul kitlelerden devrimci itirazların yükselmesine mâni olmaya çalışıyorlar. Oysa tek yol devrimdir. Tek çözüm kamulaştırma ve planlamadır. Bu zengin sınıfın ihtişamlı yaşamlarının ve rekor üstüne rekor kârlarının temelinde milyarlarca işçi ve emekçinin emeğinin sömürüsü olduğunu unutmamalıyız. Bu gerçek bize ancak dünyanın bütün zenginliğini üreten işçi ve emekçilerin birleşip iktidara geçmesi halinde açlığın ve sefaletin son bulabileceğini, kapitalizmin zincirlerinden kurtulan insanlığın müreffeh bir geleceğe ulaşabileceğini anlatmaktadır.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2022 tarihli 153. sayısında yayınlanmıştır.