Aylık enflasyon zammı olsa asgari ücretli yıllık 10 bin lira fazla kazanır: Enflasyon hırsızlığına karşı eşel mobil şart!

DİSK TÜİK

Kamu emekçilerinin ve emeklilerin alacağı ücret zamlarını netleştirecek olan TÜİK Haziran ayı enflasyon rakamı açıklandı. Buna göre kamu emekçisi ve emeklilerin ücret artışına temel oluşturan altı aylık enflasyon yüzde 42,35 oldu. Yıllık bazda ise enflasyon yüzde 78,62’ye yükseldi. Hükümetten ayrı olarak enflasyon rakamlarını açıklayan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) rakamları ile TÜİK’in resmi rakamları arasındaki uçurum artmaya devam etti. ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 175,5; 6 aylık enflasyon ise yüzde 71,44! Eğer kamu emekçileri ve emekliler TÜİK’in değil de ENAG’ın rakamına zam almış olsaydı maaşları en az üçte iki oranında daha fazla artmış olacaktı.

Ekmek yüzde 18 pahalanmış TÜİK yüzde 2 gıda enflasyonu açıklıyor

Resmi enflasyonun gerçek olandan düşük gösterilmesinin işçinin, emekçinin, emeklinin maaşından çalmak olduğunu bunun organize bir hırsızlık anlamına geleceğini söyledik ve söylüyoruz. Halk markette çarşıda pazarda karşılaştığı fiyatlarla TÜİK’in rakamlarını karşılaştırarak bu neticeye varıyor ve haklı olarak öfkeleniyor. Ekmeğin yüzde 18, şekerin yüzde 17, çayın yüzde 10, pirincin yüzde 13, bakliyatın yüzde 6 pahalandığı Haziran ayında TÜİK gıda enflasyonunu yüzde 2,09 açıklarsa bundan çıkartılacak sonuç bellidir.  

Bir an için TÜİK’in rakamlarının doğru olduğunu varsayalım. Bu durumda da işçi, emekçi, memur ve emekli zarardadır! Zira markete çarşıya pazara her gün zam gelirken maaş ve ücretlere enflasyon zammı en iyi ihtimalle 6 ayda bir gelmektedir. Dolayısıyla da alım gücü sürekli azalmaktadır. DİSK Genel Başkanı’nın asgari ücret zammının 3 ayda bir belirlenmesi önerisi bu gerçekliğe işaret etmektedir. Tabii ki bu da zararı tamamen ortadan kaldırmaz. Olması gereken tüm ücretlere her ay ve TÜİK’in belirlediği değil, sendikaların, tüketici örgütlerinin ve bağımsız akademisyenlerin oluşturacağı fiyat denetim komitelerinin gerçek enflasyon oranlarına göre zam yapılmasıdır. Yani tüm ücretlerde eşel mobil sistemine geçilmesidir.

Eşel mobil olsa ne olurdu?

Ancak kabaca bir hesapla 6.000 lira ücret alan bir işçinin mevcut durumda 6 aylık ücret zammı aldığında, eşel mobil sistemiyle 3 aylık ve aylık enflasyon zamları aldığındaki gelirleri aşağıdaki tablodaki gibidir. Bu tabloda Haziran ayına kadarki enflasyon TÜİK’in rakamlarına göre hesaplanmış yılın geri kalanı için sene sonu enflasyonun azalarak yüzde 65’e kadar ineceğine yönelik iyimser bir senaryo üzerinden hareket edilmiştir.

Aylık enflasyon zammı olsa asgari ücretli yıllık 10 bin lira fazla kazanır: Enflasyon hırsızlığına karşı eşel mobil şart!

Tabloda görüldüğü üzere Ocak 2022’de net 6.000 lira alan bir işçi 3 aylık eşel mobilde yıllık 6.480 lira gibi bir ek gelir elde edebilecekken aylık eşel mobil uygulanması halinde yıl sonunda 11.070 lira daha fazla kazanacaktı. Bu hesaplama asgari ücret için yapıldığında eşel mobil sistemi uygulanmadığı zaman işçinin kaybı 10 bin lirayı bulmaktadır. Ücret miktarı arttıkça kayıp da artmaktadır.    

Hak verilmez alınır! Eşel mobil için sınıf seferberliği!

Tabii ki bu hesapları iktidar da sermaye de yapıyor. Ve son derece bilinçli bir politika ile ellerini işçinin emekçinin cebine atarak emeklerini dolaylı ve nispeten görünmez bir yolla gasp ediyorlar. Bu durumda karşımıza yine aynı gerçek çıkıyor: “Hak verilmez alınır!” Sendikalı işyerlerinde bundan sonra yapılacak toplu sözleşmelerde 6 aylık enflasyon zammı kabul edilmemeli, en fazla 3 ayda bir enflasyon zammı, refah payından ayrı olarak sözleşmelere eklenmelidir. Bilhassa MESS fabrikalarında kayıpların daha çok olduğu düşünüldüğünde mevcut sözleşmelere, ek protokolle iyileştirme maddelerinin eklenmesi talebi yükseltilmelidir. Nihayet tüm işçi ve emekçilerin çıkarları için eşel mobil sisteminin yasal bir zorunluluk haline getirilmesi için topyekûn bir sınıf seferberliği başlatılmalıdır.