Dipten gelen dalga 1 Mayıs’a! İşçiler emekçiler sınıf siyasetine!

Dipten gelen dalga 1 Mayıs’a! İşçiler emekçiler sınıf siyasetine!

1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik dayanışma ve mücadele günüdür. 1 Mayıs’a geçtiğimiz aylarda metalden petrokimyaya, tekstilden tersanelere, kuryelerden sağlık emekçilerine kadar hemen her sektörde işçilerin-emekçilerin grevlerini, direnişlerini, mücadelelerini arkamıza alarak gidiyoruz. Çağrımız dipten gelen ve yükselen bu sınıf mücadelesi dalgasını 1 Mayıs’a taşımak ve işçi bayramımızı, işçi sınıfımızın hem kendi sorunlarını çözmesine hem de sınıf siyasetini yükselterek memleketin kaderinde söz sahibi olmasına vesile kılmak içindir!

Hak verilmez alınır!

Hayat pahalılığı her geçen gün artarken iktidar ve sermaye mevcut koşullarda geçinmeye çalışmamızı istiyor. Biz ise emekçi halkımızı örgütlenerek ve mücadele ederek koşulları değiştirmeye çağırıyoruz! İktidar asgari ücrete rekor zam yaptık dese de alım gücünün artmak yerine daha da azaldığını görüyor ve yaşıyoruz. Şimdi yeni bir asgari ücret zammı gündemdedir. Yeni bir zam lütuf değildir, zorunludur. İşçi sınıfımız iktidar ne kadar zam yapacak diye beklememelidir. İşçi sınıfımız “hak verilmez alınır” şiarıyla fabrika fabrika örgütlenecek ve hakkını söke söke alacaktır!

İşsize iş! Herkese aş!  

Bu düzen sürekli işsiz yaratıyor. İşsizi çalışana tehdit olarak gösterip herkesi daha fazla ve daha ucuza çalıştırıyor. Sermaye ve iktidar milyonları açlık sınırının altındaki ücretlere mahkûm ederken, zengin daha zengin olmaya devam ediyor. Biz işçi sınıfı ve emekçi halk olarak patronlarla, para babalarıyla, tefeci bankalarla aynı gemide değiliz. İşsize iş, herkese aş veremeyen bu düzen yerin dibine batsın! Bunu sağlayacak olan işçi emekçi iktidarında “Fabrikalar bankalar devletin, devlet işçinin olacak!”         

Emekçi halka hürriyet!

Gücünü sermayenin çıkarlarını korumak, emperyalizme hizmet etmek, ülkeyi yerli yabancı tekeller için bir ucuz emek cenneti haline getirmek için kullanan iktidarla da aynı gemide değiliz. “Milletin bekası” diyerek sermayenin ve emperyalizmin çıkarını milliyetçilik kılıfına sokan iktidarın sözlerine karnımız tok! Emekçi halkın bekası hürriyettedir! Ancak hürriyet de bekleyerek gelmez, sermayenin ve emperyalizmin hizmetindeki muhalefetten hayır gelmez! İşçi sınıfımız memleketin kaderine el koymalıdır. Düzen siyasetine karşı sınıf siyaseti yapmalıdır! Her şeyi üreten ve milleti sırtında taşıyan işçi sınıfı için siyaset zincirli meclise figüran, saraya padişah seçmekten ibaret olamaz. Barajsız, yasaksız seçimler istiyoruz! Düzeni kurtarmak değil değiştirmek için Zincirsiz bir Kurucu Meclis için ileri!

NATO’dan çık! NATO’yu yık!

Memleketin kaderi emperyalist zincirlere vurulmuş, ekonominin damarlarında dolar zehri dolaşıyor. Dünya bir büyük savaşa doğru giderken Türkiye’nin NATO üyeliği bir güvence değil en büyük güvenlik tehdidi olarak karşımızda duruyor. NATO emekçi halkımızın kanlısıdır. NATO mahsulü kontrgerilla Kemal Türkler’ler gibi sendikacıların ve nice mücadeleci işçi öncüsünün, hürriyet isteyen nice gazetecinin, aydının, devrimcinin katilidir. 1 Mayıs 77’nin failidir, Maraş, Çorum, Gazi, Sivas katliamlarının arkasındaki güçtür! Unutmuyoruz unutturmayacağız! Bir nükleer savaşta İncirlik üssü, bulundurduğu Amerikan atom silahlarıyla ilk hedeftir. Kürecik Radar üssü Ortadoğu’da emperyalizmin bekçi köpeği olan İsrail’e kalkan olmuştur. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Ukrayna’da emperyalizmin taşeronluğunda kaybedilecek tek canımız, harcanacak tek kuruşumuz yoktur. Biz barış istiyoruz! Ancak barış bekleyerek gelmeyecek. Barış için ekmek ve hürriyet için savaştığımız gibi savaşmalıyız. Barışa giden yol her yerde ve Türkiye’de NATO’nun yenilgisinden geçer! NATO’dan çıkacağız, emperyalist üsleri kapatacağız, dünyanın en büyük terör örgütü NATO’yu yıkacağız!       

Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!

Sömürücü azınlık emekçi halkı bin parçaya bölmeden yönetemez. Bu yüzden kapitalist sınıflar, milliyetçiliği, mezhepçiliği ve her türlü ayrımcılığı kullanarak kardeş kavgasını körüklemektedir. İşçi sınıfının çıkarı ve çözümü ise eşitlikten yanadır. Dinin siyasi ve ticari istismarına ve mezhepçiliğe karşı laiklik emekçi halkın birliği için gereklidir. Kürt sorununun çözümü de sınıf siyasetindedir. Bu siyasetin gereği Türk ve Kürt arasında tam eşitlik sağlanmasıdır. İşçilerin birliği ve halkların kardeşliği birbirinden ayrılamaz bir bütündür!

İşçiler emekçiler partiye, sınıf siyasetine, devrime!

İşçi sınıfımızın milletin kaderini eline alacak basireti ve ülkenin kötü gidişatına son verecek gücü vardır. İş ki örgütlü olalım ve örgütlü mücadele edelim. Sendikalarımıza sahip çıkalım, denetleyelim ve sınıf örgütleri olarak mücadelenin hizmetine sokalım. Tüm sorunların kaynağının kapitalist sömürü düzeni olduğunu, ekmek ve hürriyet için verdiğimiz mücadelenin bir siyasi mücadele olduğunu unutmayalım. Devrimci İşçi Partisi bu bilinçle tüm işçileri emekçileri 1 Mayıs’ta parti saflarına, sınıf siyasetine, ekmek ve hürriyet için örgütlü devrimci mücadeleye çağırmaktadır!

İşçi sınıfının kurtuluşu sınıf partisindedir!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2022 tarihli 151. sayısında yayınlanmıştır.