Koç işçisi kıvılcımı çaktı, sıra ateşi yakmakta
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan taşeron sağlık işçileri DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş sendikasında örgütlendikleri için Aralık ayı başında işten atılmışlar ve bunun üzerine hastane önünde direniş başlatmışlardı. 21 günlük direnişin sonunda belki işlerine geri dönemediler ama tazminatlarını eksiksiz aldılar, hırsızlık suçlamasını boşa düşürdüler, kendilerine zorbalık yapan müdürün ise işten çıkartılmasını sağladılar. Koç işçisinin, sendikalaşmanın tüm zorluklarına rağmen örgütlenmede oynadıkları öncü rol, başka hastanelerde başarılı sendikal örgütlenme deneyimlerine zemin hazırlayacaktır.
Özel sağlık sektörü, işçiler ve emekçiler için ağır şartlara sahip. Uzun çalışma saatleri, mobbing, düşük ücretler, iş güvencesizliği… Buna karşın sendikal örgütlenme ise neredeyse hiç yok. Çalışma Bakanlığının “özel hastanelerdeki çalışma ortamları”nı konu alan 2017 tarihli bir teftiş raporunda inceleyebildikleri 267 özel hastanenin yalnızca 4 tanesinde toplu iş sözleşmesi olduğu tespit edilmiş. Bugün de durum çok farklı değil.
Özel sağlık sektöründe sendikal örgütlenmenin zor olmasının bazı nedenleri var. En büyük engel sağlık alanında çalışan işçilerin ve emekçilerin çok parçalı yapısı. Kırktan fazla farklı mesleğin olduğu sağlık alanı, meslek çeşitliliği bakımından en zengin iş kollarından biri. Bu da her bir meslek grubunun diğerine göre kendisini daha avantajlı veya daha üst konumda hissettiği gerçek dışı bir ortam oluşmasına katkı sunarak sendikalaşmanın önünde engel oluşturuyor.
Diğer bir engel, özel hastane zincirlerinin sektöre egemen olması. Tekil hastanelere göre zincir hastanelerde sendikal çoğunluğu elde etmek çok daha zor. Buna ek olarak, özel sağlık sektöründe yakın dönemde başarılı sendikalaşma deneyiminin olmamasını sayabiliriz. Geçmişte yaşanmış özel hastane sendikalaşma deneyimlerinin ise günümüze aktarılamıyor olması da başka bir engel.
Peki, özel sağlık sektöründe sendikalaşmak neden önemli? Elbette öncelikle bu sektörde çalışan sağlık işçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarında iyileşme sağlamak için önemli. Ama onunla sınırlı değil. Özel sağlık sektöründe çalışan mavi yaka olmayan tüm sağlık emekçileri de (teknisyenler, kalifiye elemanlar hatta hemşireler ve doktorlar gibi) bu durumdan olumlu etkilenecek, bir aşamadan sonra sendikalaşmaya katılacaklardır. Sendikalaşma tek bir hastanede kalmayacak tüm sektöre dalga dalga yayılacaktır.
Özel sağlık sektörünün çalışma şartlarına etki eden önemli değişkenlerden biri kamu sağlık alanındaki emekçilerin çalışma şartlarıdır. Bunun tersi de geçerlidir. Özel sağlık sektöründe örneğin taşeron alanında yaşanacak sendikalaşma hamlesi karşılığını mutlaka kamu alanında da bulacaktır.
Özel sağlık sektöründe ve kamuda, var gücüyle sendikalaşmaya çalışan ve tecrübe birikimi en fazla olan sendika elbette Dev Sağlık-İş. Dolayısıyla sağlık alanında faaliyet yürüten emek-meslek örgütlerinin özel sağlık sektöründe örgütlülük sağlamak için Dev Sağlık-İş ile dayanışması ve beraber hareket etmesi elzem.
İstanbul Tabip Odası, sağlık hizmetlerinin herkes için eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli şekilde kamu eliyle verilmesi gerektiğini düşündüğü için tüm özel hastanelerin kamulaştırılması gerektiğini savunuyor. Aynı zamanda doktorların özlük haklarının ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için de çalışıyor. Tüm bu sebeplerden ötürü İstanbul Tabip Odası, Koç Hastanesi direnişine ilk gününden son gününe kadar destek verdi ve Dev Sağlık-İş ile ortak hareket etti. Çünkü özel hastanede çalışan taşeron işçilerinin sendikalaşması, doktorların da ücretlerinin artması, çalışma koşullarının iyileşmesi anlamına gelecek.
Koç Üniversitesi Hastanesi sağlık işçileri kıvılcımı çakmış oldu. Bu kıvılcım mutlaka ateşi yakacak, yakmalı. Buna talip olan doktorundan, hemşiresine, teknisyeninden taşeron işçisine tüm sağlık işçileri ve emekçileri, her biri kendi meslek örgütüne ve aynı zamanda Dev Sağlık-İş’e üye olarak, beraberce, mücadeleyi ilmek ilmek örerek özel sağlık sektörüne sendikayı sokacağız.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2023 tarihli 160. sayısında yayınlanmıştır. Bu yazıyı Gerçek'in podcast hesaplarından sesli olarak dinlemek için aşağıdaki resmin üzerine tıklayın.